İnsan vücudu her geçen gün araştırıldıkça yeni keşfedilmiş gibi bir hava yaratıyor. Bu durum yeni hastalıkların oluşumunu da beraberinde getiriyor. Hastalıklar ve türevleri insan hayatını zorlaştırmakta hatta yaşamına son verecek kadar da çetin olabilmektedir. Bazı durumlarda ufak ve zararsız görülse de örneğin kistler insan hayatına son verebilecek durumdadırlar. Kistler iyi huylu veya kötü huylu olabilirler.
Kist Nedir
Kistler insanın vücudunun dışında değil de genellikle deri altında vücut içinde oluşur ve gelişirler. Kistler içi sıvı dolu ya da gaz veya katı bir madde dolu olan kabarcıklara verilen genel addır. Kistler çoğu zaman geç fark edilir. Bu durumda geçen süre zarfında deri altında büyür ve hastayı rahatsız etmeye başlar. Kötü huylu kist oluşmuş ise tabi bu diğer hastalıkları da beraberinde getirir. Kistler insan vücudunun herhangi bir yerinde oluşabilecek bir yapıya sahiptirler. Vücudun içinde deri altında kendi hallerinde vücuttan bağımsız hareket edip büyürler. Kistlerin büyüklüğü değişkenlik gösterebilir. Çok küçük kistlerde olabilir çok büyük gözle görülen ve hatta içinde litrelik miktarla ifade edilebilecek miktarda sıvı da barındırabilir.
Nasıl Belli Olur
Kistler insan vücudu içinde gelişirken gözle görülmez ve büyük olmadıkları için de pek fark edilmezler. Ama bazı belirtileri vardır. Kişide bu belirtiler var ise vücudunda kist olma ihtimali olabilir. Vücutta sürekli ağrı varsa hasta sürekli sızlanıp duruyorsa vücuttaki kist büyüklüğü rahatsız edecek duruma gelmiş ya da enfeksiyon kapmış olabilir.
Bir başka durum ise organların işlevini yerine getirmemesi durumudur. Bu duruma sebep olan kistler yanında bulundukları organa zarar vermeye başlamıştır. Büyüklükleri organı rahatsız etmiş ve alanını daraltmış demektir. Bu durumda organlar çalışamadığı için kişi normal hayatında sıkıntılar yaşamaya başlar.
Kist Ameliyatı Nasıl Yapılır
Vücudundaki kistlerin aşırı büyümesi sonucu ameliyat olması gerekenler gerekli işlemlerin ve tetkiklerin ardından ameliyat edilir. Ameliyatın amacı vücutta rahatsızlık yaratan kistlerin insan vücuduna daha fazla zarar vermesini engellemek ve vücuttan atmaktır. Ameliyat 3 şekilde gerçekleşir. Laparoskopik ameliyat, robotik ameliyat ve açık ameliyat olmak üzere 3 şekilde yapılabilmektedir. Kist vakalarında en çok görülen çene kistleri hakkında bilgi almak için Çene Kisti Belirtileri Nelerdir ? Sayfamıza göz atabilirsiniz.
Çıkma zamanı gelip çıkamayan dişlere gömülü diş adı verilir. Gömülü dişler bir diğer adıyla yirmilik diş olarak da bilinir. Bu dişler en sık karşılaşılan gömülü dişler arasında yer almaktadır. Ağızda yer yoksa ve kişi 25 yaşını geçmiş ise gömülü dişler ile karşılaşması muhtemeldir. Bazı durumlarda bu dişlerin bir kısmı çıkar fakat ulaşması gereken boyuta ulaşamazlar. Bu durumda yapılması gereken bir diş hekimine gidip gereken tedaviyi başlatmaktır.
Yirmilik diş olarak bilinen gömülü dişler kişiden kişiye göre farklı acılar ile baş gösterir. Kimisinde şiddetli baş ağrısı yapabiliyorken kimisinde hiçbir etki göstermeden olması gereken yere varabilirler. Hatta bazılarında çıktığı tarafı komple ağrıtabiliyor. Yani örneğin sol tarafta çıkmaya çalışıyor fakat çıkamıyorsa sol tarafta bulunan baş, boyun, omuz, kol ve bacakta şiddetli ağrılar yaşatabiliyor.
Gömülü Dişler Ne Zaman Çıkar?
Gömülü dişler normal şartlarda 17 yaşından itibaren çıkmalıdır fakat bazı kişilerde 30 yaşında bile çıkabiliyorlar. Bazen tamamen çıkabiliyorken bazen küçük bir parça halinde çıkabiliyor. Özellikle yaş ilerledikçe tamamen çıkma olasılığı yarı yarıya düşüyor. Yirmilik diş tomurcukları 15 yaşlarında iken oluşuyor ve sonraki çağlarda çıkması bekleniyor.
Eğer gömülü dişler belirtilen yaş aralığında çıkmamış ise ve acı veriyorsa mutlaka diş hekimine gitmek gerekiyor. Bu durumda gerekirse anestezili muayene yapılarak diş olduğu yerden çıkarılıyor ve gerektiği durumlarda çekiliyor. Böylece acı tamamen ortadan kalkmış oluyor.
Gömülü Dişler Neden Çıkamazlar?
Yapılan araştırmalara göre gömülü dişi çıkamayan kişi anne ya da babasından gen alarak dar çene yapısına sahip olmaktadır. Dar çene yapısı da gömülü dişlerin çıkmasına engel olmaktadır. Bu konudaki bir başka teori ise yirmilik diş kökleri atılırken yatay olarak atılması ve geniş olması sebebiyle ile ağız içinde çıkacak yer bulamamasıdır.
Bu durumlarda diş ağız çevresinde çıkmaya yer bulamadığı için içeride saklı durmaktadır. Bu nedenle de gömülü diş adını almıştır ve dışarıya çıkamadığı için içten içe acı vermektedir. Bazıları dışarı çıktığında daha da rahatladığını belirtirken bazıları çıktıktan sonra da acının devam ettiğini belirtmektedir.
Gömülü Dişlerin Mutlaka Çekilmesi Mi Gerekiyor?
Gömülü dişler illa ki çekilecek diye bir kural yoktur. Bunun kararını gideceğiniz diş hekimi vermektedir. Diş hekimi yaptığı detaylı muayeneden sonra gömülü dişte enfeksiyon yoksa, kaldığı yerde bir problem yoksa, yan dişlerde çürük yoksa ve ağız kokusu yoksa o dişi çekmeye gerek duymaz. Bu durumda bir süre daha bekleyip gömülü dişin nasıl bir yol izleyeceğini belirlemek gerekir.
Şöyle bir risk var ki gömülü dişler o sırada çekilmezse ileriki günlerde olmadık bir anda çıkarak kişiye çok daha büyük sancılar yaşatabilmektir. Böyle bir durum ile karşılaşmamak için mutlaka bir diş hekimi ile görüşmek gerekir.
Diş yapısı içerisinde çeşitli bakteriler bulunuyor. Mikroskop ile görülebilecek kadar küçük olan bu bakteriler; günün her saatinde ağzımızda bulunabiliyor. Ağız içinde oluşan bakterilerin, belirli bir oranı vardır. Eğer ki sayıca fazla ise, bu durum ağız yapısına zarar vermeye başlar. Küçük mikroorganizmalar, bulundukları ağız içini işgal eder. Ağız içerisinde çeşitli yaralar ve şişlikler oluşmaya başlar.
Bu durum bir süre sonra, hastaya rahatsızlık verir. Tıbbi literatür içerisinde, bu hastalık çene kisti olarak isimlendiriliyor. Deri tabakasının çeşitli mikroorganizmalar tarafından satılmasıdır. Çene kistleri genellikle erken fark edildiğinde iyi sonuçlar elde edilir. Çünkü fark edildiğinde hastalık iyi huylu bir vaka olarak ilerlemektedir. Erken teşhis, kişinin hayatını kazandırır. Teşhis sonrası gerekli tetkikler yapılır ve önlemler alınır.
Çene Kisti ve Operasyon
Hastaya yapılan tetkikler sonrası uzman hekim tarafından sonuçlar incelenir. Sonuçlar incelendikten sonra bir değerlendirme tablosu çıkarılır. Tabloya bağlı olarak hastaya, kanal tedavisi uygulanır. Tedavi öncesi anestezi ile diş eti uyuşturulur. Hastanın acı hissetmemesi için uyuştuğundan emin olunduktan sonra ameliyata başlanır.
Ameliyat sırasında ağrısız bir şekilde kist yerinden alınır. Kiste ulaşmak, hastalığın geçmesi için önemli bir adımdır. Diş etinin altındaki kemik de biraz kaldırılarak, kist temizleme işlemi son bulur. Yerinden çıkarılan kist atılmaz. Kistin türünü öğrenmek için patoloji laboratuvarına gönderilir.
Çene Kisti İçin Önlem
Çene kisti, ağız bakımının yeterli bir şekilde yapılmamasından kaynaklanabilir. Ağız içinde bulunan deri, bakteri nedeni ile mevcut görevini yerine getiremez. Devamlı sigara içen bir insan, ağız sağlığına gerekli özen ve dikkati vermiyordur. Çünkü sigaranın içerisinde bol miktarda nikotin bulunuyor. Nikotin alan bir insanın dişleri sararmaya başlar.
Diş etleri ise gün içerisinde kanamaya devam eder. Oldukça doğal besinler tüketilmelidir. Diş eti sağlığına katkısı olan; peynir, süt, yoğurt gibi protein kaynaklı besinler temel gıda olmalıdır. Günde üç defa dişler fırçalanmalı ve fırçalarken yumuşak uçlu diş fırçası tercih edilmelidir. Yumuşak diş fırçaları, diş eti kanamalarını ve şişmelerini önler.
Çene Kisti ve Görünümü
Çene kisti erken teşhis edildiğinde, yerinden kolay bir operasyon sonucu alınabilir. Fakat ameliyat sonrasında doktorun önerdiği ve reçete ettiği ilaçlar mutlaka düzenli bir şekilde kullanılmalıdır. Aksi taktirde ağız bakımına aynı şekilde özen gösterilmez ise hastalığın tekrar etmesi olasıdır. Ağızda daha büyük yaralar ve şişlikler oluşabilir.
Bu şiş ve yaralar kişinin yemek yemesini, konuşmamasını önemli derecede etkiler. Ayrıca görsel açıdan, aynaya bakan bir kişi kendisini psikolojik anlamda kötü hissedebilir. Hem biyolojik hem de psikolojik yaralanmaların meydana gelmemesi adına; gerekli tedbirler kişi tarafından alınmalıdır. Çünkü sağlık ihmale gelmez ve erken teşhis her zaman için hayat kurtarır. Bunun bilincinde ilerleyerek; ağız sağlığı açısından birçok insan gerekli tetkik ve testleri yaptırmalıdır. Alınan test sonuçları ise; uzman hekim tarafından yorumlanmalıdır.
Çene Kisti Çeşitleri
Kist; insan vücudundaki kemik ya da yumuşak dokuda oluşan etrafı doku kaplı boşluklara verilen isimdir. Kistler çıktığı bölgede yavaş yavaş büyüme kat ederler. Vücudumuzda herhangi bir yerde çıkabilen kistler çene bölgesinde de çıkabilir. Özellikle ağız içinde sıklıkla karşılaşır ve patolojik bir etken olma ihtimali yüksektir. Çene kistleri kök ucu kisti, dentigeröz kistler ve nazopalatin kistler olmak üzere üç grupta incelenir. Her biri de nadir olarak görülür.
Çene kistlerinin ana sebebi daha çok dişlerden kaynaklıyken bir kısmı da ağız içerisindeki yumuşak dokulardan kaynaklı da olabilir. Çene kisti her kistte olduğu gibi iyi huylu ya da kötü huylu olabilir. İlk etapta iyi huylu gibi görünse de ilerleyen zamanlarda kötü huylu olabilir ve bu da çene kaslarına ciddi manada hasar verebilir. Bunun için çene kistlerinin patolojik açıdan değerlendirilmesi gerekir.
Çene Kistleri Nasıl Gelişir?
Çene kistleri oldukça sinsi bir şekilde ilerler ve ilk etapta hiçbir belirti vermeyecek kadar küçüktürler. Buna rağmen ciddi sorunlara yol açabilmektedirler. Çene kistleri genellikle hiçbir ağrıya neden olmaz ve genelde ele gelen küçük şişlikler ile kendini belli ederler. Zaman zaman bu kistler arada bir ağrı yapabilir. Bu ağrı da akla ilk olarak enfeksiyon hastalığını getirir.
Bazı çene kistleri ise ağız içinde oluşur ve tükürük bezleri sebebiyle zaman zaman kendini gösterirler ve genelde küçülüp büyüyen şişlikler şeklinde baş gösterir. Çene kisti sahibi olan kişilerde genel olarak sıklıkla ağız ve diş problemleri yaşanmaktadır.
Çene Kisti Nelere Yol Açar?
Çene kisti, ilk etapta belirti göstermediği için ancak ağız film sonucu ile kendini belli eder. Çene kisti ilerledikçe ağız bölgesinde şişlik, kızarıklık ve çene ağrısı ile baş gösterir. Kist oluştuğu bölgede bazı durumlarda sinir sıkışmasına da yol açmaktadır. Hatta bazı durumlarda çene kemiklerinin kırılmasına bile sebebiyet vermektedir. Bu nedenle en ufak bir şüphede derhal bir diş hekimi ya da çene uzmanı ile görüşmek gerekir.
Çene Kistinin Tedavisi Nedir?
Çene kisti de diğer kist türleri gibi operasyon gerektirmektedir. Çene kistine müdahale ederken genelde iki yöntem kullanılır; birinci yöntem kisti olduğu bölgeden direkt olarak çıkarmak iken ikinci yöntem ise kistin üstünü açıp büyümesini takip etmektir. Her iki durumda da cerrahi işlem gerekmektedir.
Operasyon sonrası kistin çıkarıldığı yer kendini onarır ve böylece oluşan yara izi yok olmuş olur. Oldukça basit bir işlemdir ve bu işlem sayesinde pek çok kişi çene kistinden kurtularak kansere ilerlemesine engel olmaktadır.
Çene Kisti Belirtileri
Çene kisti oluşurken başlangıçta hiçbir belirti vermez ve sonrasında küçük şişlik şeklinde elinize gelir. Bu şişlikler zamanla alt dudakta uyuşukluğa sebep olmaktadır. Bununla birlikte yüz bölgesinde de şişlikler meydana gelebilir.
Ortognatig cerrahi bireylerin çene yapısı ile ilgilenir. Her insanın, kendisine ait bir çene yapısı vardır. Çene yapısı her zaman ideal olamamaktadır. Normal bir çene görünümünde alt ve üst çene sağ ve solu simetrik, birbiriyle ve yüzle bir denge halindedir. Hastalar tarafından bunu anlamak her zaman mümkün olmamaktadır. Çene görüntüsü normal bir görünümden farklı ise veya çiğneme esnasında dengesiz bir ilişki hissediliyorsa mutlaka uzman bir hekimden yardım alınmalıdır.
Çenede meydana gelen şekilsel bozukluklar doğuştan olabileceği gibi, sonradan da meydana gelebilir. Ortognatik cerrahi operasyonlarında, çene yapısında oluşmuş bozukluklar düzeltilmeye çalışılır.
Ortognatik Cerrahi Nedir?
Alt çenenin ya da üst çenenin ileride ya da geride olması durumudur. Bunun yanı sıra sağa ve sola doğru asimetrik olması olarak da gösterilir. Bu gibi durumlar görünüm ve kapanış sorunu gibi sıkıntıları ortaya çıkarıyor. Şekil bozukluğunu ve kullanım zorluğunun ortaya çıkması ile gerçekleşen ortognatik cerrahi işlemi günümüzde ileri teknolojik imkanlardan yararlanılarak gerçekleştiriliyor. Çene ameliyatı genellikle çene problemli yaşayan hastaların ihtiyaç olduğu bir durumdur. Çenenin yapısal bozukluğu, fonksiyon bozukluğu ve estetik bozukluk nedeni ile bu tedavi metodu tercih edilir.
Ameliyat tedavilerinin birleşik olarak uygulandığı tedavi yöntemidir. Ortognatik cerrahi dış kısımda kesik olmaksızın sadece iç kısımda gerçekleşen bir cerrahi operasyondur. Üst çenenin ya da alt çenenin ileri ya da geri olması durumunda cerrahi operasyon ile yerine getirilmesidir. Aynı şekilde dıştan bıçak kesiği olmadan iç kısımdan gerçekleşen operasyonda çenenin sağ ve sola kayması yine ortognatik cerrahi işlem ile başarılı şekilde tedavi edilir.
Farklı nedenlerden dolayı üst ve alt çenenin ileri ya da geri kayması durumunda gerçekleşen bu operasyonda mutlaka alanında uzman cerrahi müdahale ile tedavi olmaya özen göstermelisiniz. Beklenilmesi ve bu konuda deneyimsiz uzman desteği almak sizi zor durumda bırakabilir. Günümüzde yeni nesil teknolojik imkanlarla sunulan operasyon sonrası siz de kısa sürede gündelik hayatınıza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.
Güvenilir Uzmanlardan Destek Almak Önemli
Ortognatik cerrahi uygulamasının tek mi yoksa iki çeneyi mi ilgilendirdiği ortognatik cerrahi uzmanı tarafından belirlenir. Takip ve incelemeler yapılarak ihtiyaç olması durumunda tel tedavisi ile operasyon tamamlanır. Sağlıklı bir gülüş için siz de mutlaka deneyimli ve alanında uzman cerrahlarla görüşerek çene problemlerinize çözüm aramaya özen göstermelisiniz
Ortognatik Cerrahi Hangi Yaşlarda Yapılabilir?
Bu operasyonlar her yaşta yapılamaz. İskelete dönük operasyonlar olduğu için iskeletsel gelişimin tamamlanması beklenilir. Hastalar en erken on sekiz yaşında bu ameliyatı geçirebilir. Ortognatik cerrahi ihtiyacı oluşmadan tedavisi mümkün olan birçok gelişimsel bozukluk vardır. Buyüzden çene bozukluğu olan hastaları erken yaşlarda muayene etmek ameliyat ihtiyacı oluşmadan önlem alabilmek açısından çok faydalı olmaktadır.
Ortognatik Cerrahi Nasıl Yapılır ?
Ortognatif cerrahi işlemi sırasında hem çene hem de dişler için bir tedavi planı uygulanır. Dişlerin konumunda bir sorun var ise dişler istenilen konuma getirilir. Yaklaşık olarak altı veya on sekiz ay sürecek şekilde dişlere braket yerleştirilir. Daha sonra diş telleri ağız içerisine yapıştırılır ve çene operasyonu için hasta tellerle birlikte ameliyata alınır. Çene operasyonu sırasında genel bir anestezi işlemi uygulanır.
En son aşamada çenelerin yeni konumları içinde final diş hareketleri için bi süre daha tel tedavisine devam edilir ve ideal sonuç elde edildiğinde tedavi bitirilir. İşlem sonrası yüz güzelliği açısından bir çok kazancın yanında diş görünümü ve sağlığı açısından da bir çok fayda sağlanmış olur.
Ortognatik Cerrahi Sonrasında Yapılması Gerekenler Nelerdir?
Özelikle ameliyatı takip eden bir iki aylık süreç çok önemlidir. Başlangıçta sıvı gıdalarla beslenen hastalar zamanla çenelerini kullanabilmeye başlarlar. Hastaya, operasyon işlemi uygulandıktan sonra doktor tarafından dikkat etmesi gereken hususlar belirtilir. Hastaların bu uyarılara harfiyen uyması iyileşme sürecini hızlandıracaktır. Örneğin sert bir meyve; direkt dişler vasıtası ile ısırılmamalıdır.
Elma bıçak yardımı ile parçalara ayırılıp, parça parça ağıza atılabilir. Dişlerde braket tarzı teller olduğu için sert ve yapışkan gıdaların tüketilmemesi gerekir. Tellere gelecek olan zarar diş yapısını etkiler, bu durum çene kısmına da yansıyabilir. Operasyon sonrası yüz üzerinde herhangi bir iz kalmaz. Çünkü ameliyat işlemi ağız içerisinde uygulanmaktadır.
Ortognatik Cerrahi Bursa
Ortognatik cerrahi bursa kliniği, Dent Balat tüm diş tedavilerini uzman ekibiyle sunmaktadır. Dişlerde ve çene yapısında yaşanmakta olan ağız kapanma problemine, çene eklemi hastalıkları ve cerrahisi bu cerrahi branşının alanı içerisine girmektedir.
Bunlardan bazıları doğumdan kaynaklandığı gibi yine benzer biçimde genetik ya da çevresel faktörler yada yüzde meydana gelen bir travma sebebiyle doğum sonrasında kazanılmış sorunlar ortaya çıkabilir. Bu gibi bir durumda İmplant tedavisi ve ortodonti uzmanlığı başta olmak üzere Bursa’da diş hekimliği hizmeti veren kliniğimizde tedavi başlatılmadan önce hastanın kafa grafitileri incelenerek detaylı bir bilgilendirme yapılacaktır.
Ağız ve diş sağlığına gerekli özen ve önemi göstermeliyiz. Eğer ki dişlerimizi düzenli olarak fırçalamazsak ve gerekli vitaminleri almazsak diş eti hastalıklarının meydana gelme oranı çok yüksektir. Diş etinin sağlıklı olması için diş minelerinin korunması gerekiyor. Dişlerimiz yumuşak başlı bir fırça ile sabah, öğle ve akşam saatlerinde fırçalanmalıdır.
Diş fırçası yumuşak olmazsa kanamalar meydana gelir. Diş etindeki kanamalar ise diş yuvasının zarar görmesine neden olur. Böyle bir durumun yaşanmaması için önlem almalıyız. Dişler düzenli bir şekilde fırçalanmadığı zaman diş eti kanamaları meydana gelir. Zamanla diş eti arasına birtakım mikroorganizmalar yerleşmeye başlar. Gözle görülemeyecek kadar küçük olan bu mikroorganizmalar diş etini işgal etmeye başlar. Bu da diş eti hastalıklarının habercisi olur.
Diş Eti Hastalıklarının Gelişimi
Lezyonların diş etine yerleşmesi sonucunda mikroorganizmalar yayılmaya devam eder. Her geçen gün ağız içerisinde enfeksiyonlar oluşmaya başlar. Diş eti kanamaları, dilde şişlik, damakta beyazlaşma gibi enfeksiyonlar görülür. Bu durum kişiyi günlük yaşamında rahatsız eder. Örneğin yemek yerken, esnerken, gülerken kişi huzursuz olur.
Diş eti hastalığı olan bir kişi; ağzında herhangi bir çürük diş yokken bile dişetlerinin sağlıksız olması nedeniyle dişlerini kaybedebilir. Bu hastalık çocuklarda, ergen bireylerde ve yaşlılarda görülebilir. Hastalık kişide ağrı yaratmadığı için birinci aşamada fark edilmez. Hastalık fark edilince mutlaka bir uzmana gidilmelidir.
Diş Eti Hastalıkları Belirtileri
Hastalığın birinci evresinde belirtiler meydana gelir. Diş eti çevresinde birçok lif bulunur. Enfeksiyon sonucunda bu lifler zarar gördüğü için dişlerini fırçalayan bir insanın diş etleri kolaylıkla kanar. Hem sağlıksal açıdan hem de görsel açıdan olumsuz sonuçlar ortaya çıkar. Eğer hastalık fark edildiği halde bir uzmandan yardım alınmazsa enfeksiyon her geçen gün artış gösterir ve kişi dişlerini kaybedebilir.
Zamanla dişetlerindeki kırmızımsı yapı mor bir renk almaya başlayacaktır. Diş etlerinde çekilmeler oluşacak ve diş etleri büyüyecektir. Böyle bir durumun yaşanmaması için mutlaka düzenli olarak kontrollere gidilmelidir.
Diş Eti Hastalıkları Tedavisi
Diş etinin enfeksiyon kaptığını düşünen bir kişi, bir hekime gidip önlem alırsa dişlerini kazanabilir. Doktor, dişlerin yapısını inceler ve uygun bir tedavi planı hazırlar. Diş etine ve diş minesine zarar vermiş lezyonlar tedavi aşamasında tek tek temizlenir. Tedavi tek seansta sonuçlanmaz. Diş etinde bulunan mikropların temizlenmesi için birçok seans aralığı oluşturulur. Bu seanslardan sağlıklı sonuç almak temel hedeftir.
Diş etleri temizlenirken, ağrı hissetmemek için anestezi işlemi uygulanır. Tedavi sonrası kişi kendisini daha iyi hissetmeye başlar. Sigara kullanan bir insan, sigara tüketim oranını azaltarak etken maddeden tamamen kurtulmalıdır. Çünkü sigara diş plağına ve diş etine zarar verir. Doktor tavsiyesine uymak süreç içerisinde iyileşme adına önem taşıyor.
Çene Kisti Ameliyatı Çene Cerrahının gerekli gördüğü durumlarda yapılır. Çene kistleri cerrahi operasyon gerektiren ve ameliyat sonrası süreciyle de önemsenmesi gereken bir hastalıktır. Her cerrahi operasyonda olduğu gibi, çene kisti operasyonlarının da yan etkileri ve komplikasyonları olması muhtemeldir. Ameliyat öncesi risklerin analiz edilmesi ve buna göre önlemler alınmasına rağmen, bazı komplikasyonların görülmesi mümkün olmaktadır. Ameliyat sonrası oluşması muhtemel görülen bazı komplikasyonlar,
Doku zedelenmesi
Yüksek ateş
Enfeksiyon riski
Diş eti kanamaları ve iltihaplanmaları
Çenede his kaybı oluşması
Dişlerde sallanma şeklindedir.
Doku Zedelenmesi: Çene kisti ameliyatlarının zorluk derecesi, kistin boyuna göre değişkenlik göstermektedir. Zor geçen ameliyatlarda kistin bulunduğu bölgede bulunan dokularda hasar meydana gelmesi muhtemeldir. Bu tür bir riski en asgariye indirmek için, deneyimli bir cerrahın tercih edilmesi gerekir.
Yüksek Ateş: Ameliyat sonrasında nadiren yaşanmakla birlikte, enfeksiyon varlığına işaret eden yüksek ateş de görülebilir. Ameliyat sonrası yüksek ateşin düşürülmesi için tedavi uygulanırken, enfeksiyon tedavisi de eş zamanlı olarak başlatılmalı, hasta sürekli kontrol altında tutulmalıdır.
Enfeksiyon Riski: Diğer tüm cerrahi müdahalelerde olduğu gibi, çene kisti ameliyatlarında da steril ameliyathane koşulları gereklidir. Aksi takdirde ameliyat sonrası enfeksiyon başlaması ihtimali oldukça yüksektir. Bu tür ameliyatlar sonrasında hastanın el ve ağız hijyenine önem göstermemesi de enfeksiyon riskini artırır.
Diş Eti Kanamaları ve İltihaplanma: çene kisti ameliyatlarından sonraki süreçte, hastanın cerrahi müdahale sonrası oluşan yaraların temizliğine çok önem göstermesi gereklidir. Diş etinde bulunan dikişler temiz tutulmalı ve korunmalıdır.
Aksi takdirde ciddi enfeksiyonlar ve diş etlerinde kanamalar görülebilir. Kist ameliyatları sonrası ameliyat bölgesi ve dişler hassaslaşarak, fırçalama sırasında kanayabilir. Hafif kanamalar dışında ileri seviyede kanama olduğunda doktor muayenesine gerek duyulmalıdır.
Çenede His Kaybı Oluşması: Kistin büyüklüğü oranında zor geçebilen ameliyatlarda sinirlerin zarar görmesi veya kullanılan anestezik ilaçlar sebebiyle his kaybı oluşabilmektedir. Geçmeyen his kaybı fark edildiğinde diş hekimine başvurulması gereklidir.
Dişlerde Sallanma: Çene kistlerinin büyük olduğu cerrahi müdahalelerde kistin alınması sırasında çevre dokular zarar görebilmektedir. Oluşan hasar sebebiyle diş köklerinde meydana gelen gevşemeler, dişlerin sallanmasına yol açabilir.
Çene Kisti Ameliyatı Sonrasında Yapılması Gerekenler
Çene kisti ameliyatları sonrasında hastalar tedavi süreciyle ilgili detaylı bir şekilde bilgilendirilmektedir. Hastanın tüm tedavi usullerini gerektiği gibi uygulaması halinde, ameliyattan elde edilecek başarı oranı yükselir. Hasta ameliyat sonrası enfeksiyonların önlenmesi adına ağız hijyenine önem vermeli, belli bir süre yumuşak gıdalarla beslenmelidir.
Ayrıca ameliyat edilen bölgeye baskı uygulanmamalı, yara bölgesine, sürtünme, darbe gibi eylemlerle zarar verilmemelidir. Ameliyat sonrası dönemde yara bölgesine gereken bakımların yapılmaması halinde ciddi sorunlarla karşılaşılması muhtemeldir. Ayrıca Çene kistlerinin tedavisi için doktor tarafından reçete edilen ilaçlar doktorun uygun gördüğü şekilde ve düzenli bir şekilde kullanılmalı, periyodik olarak ve aksatılmadan kontrollere devam edilmelidir. Çene Kistleri ve çene sağlığı alanında daha kapsamlı bilgi için Çene Cerrahisi Sayfamızı Ziyaret Edebilirsiniz