Diş kayıplarından ya da farklı diş eti hastalıklarından kaynaklı olarak çene kemiği erimesi rahatsızlığı karşımıza çıkmaktadır. Özellikle diş kayıpları sonrasında çene kemiğinin boş kalması, çene kemiğinde erimeye neden olmaktadır. Günümüz koşullarında çene kemiğinin desteklenmesiyle bu tür rahatsızlıkların tedavi edilmesi mümkün olur. Burada erken müdahale beraberinde önemli kazanımları da getirecektir.
Günümüzde ağız sağlığıyla ilgili rahatsızlıklarda önemli ölçüde artış gözlemlenmektedir. Ağız sağlığıyla ilgili olan diş ve çene hastalıkları da bu artışın içinde yer almaktadır. Özellikle diş çekimleri veya diş kaybına bağlı olarak çene kemiği erimeleri de görülebilmektedir. Mevcut dişimizi kaybettiğimizde ya da çektirdiğimizde çene kemiklerimize sürecine başlar. Bu şekilde kaybettiğimiz kemik kayıplarına çene kemiği erimesi denir.
Çene kemiğimizdeki 3 boyutlu farklılaşma sonucunda çok çeşitli sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bu erimeler sonucu protez kullanma, yüz şeklinde anormal görünüm gibi istemediğimiz belirtilerin belirmesi kaçınılmazdır. Çene kemiği erimesi tedavisine yönelik son zamanlarda farklı teknik ve yöntemlerin devreye girdiğini ifade etmek mümkün olmaktadır.
Çene kemiğindeki erime, vücudumuzda da olumsuz ve daha yaşlı bir görünüme sebep olmaktadır. Psikolojik olarak baktığımızda hiç kimse olduğundan daha yaşlı görünmek istemez. Yaşam kalitesini önemli bir oranda olumsuza çeken bu durumun tedaviyle düzeltilmesi oldukça önem arz etmektedir. Burada çene kemiği erimesine dair geniş kapsamlı bilgi birikimine sahip olmak şarttır.
Çene Kemiği Erimesi Nedir?
Dişimizi çektirdikten sonra yeri boşalan çene kemiğimiz doğal olarak erimeye başlar. Bunu engellemek için kemik üzerine bir ağırlık yüklenmesi gerekir. Aynı işlem kırılan kol ve bacak kemiklerinin alçı kalıba alınmasından sonra incelmesi olayına da benzer. Çenemizdeki kemiklerin erimesini istemiyorsak bu bölgeye implant (kemik içine yerleştirilen titanyumdan üretilmiş vida) uygulatmamız gerekir. Çenemizdeki kemiklerin erimesindeki baş aktörlerden biri de tümör ve kist benzeri oluşumlar olup, çene kemiği erimesine neden olurlar. Sinirsel nedenlerle de çene kemiği erimesi oluşabilir, örnek: dişleri gıcırdatma, dişleri sıkma gibi alışkanlıklar bu olumsuz duruma sebebiyet verebilirler. Çene kemiği erimesi belirtileri konusunda bilgi sahibi olmak, beraberinde önemli kazanımları da getirmektedir.
Çene Kemiği Erimesi Belirtileri Nelerdir?
Çene kemiği erimesi farklı sebepler sonucunda yaşandığı gibi, farklı belirtilere de neden olabilmektedir. Bu belirtiler, kişilerin hayat kalitesini oldukça düşürmektedir. İleri derecede çene kemiği erimesi yaşayan hastalarda belirtilerin çok daha baskın olması gözlenmektedir.
Diş çürükleri veya diş çekimi süreci de diğer çene kemiği erimeleri sürecini de hızlandırmaktadır.
Yeme-içme problemleri oluşabilmektedir.
İleri derecede çene kemiği beslenme problemlerinin sonucunda hastanın kilo kaybetmesi görülebilmektedir.
Yüzde asimetrik bir görüntü oluşabilmektedir.
Yüzdeki görüntü açısından sorunlar ortaya çıktığı için, kişilerde psikolojik bazı sıkıntılar da görülebilmektedir.
Görüldüğü üzere çene kemiği erimesi belirtileri gündeme geldiği zaman karşımıza çok sayıda farklı alternatif seçenek çıkar. Özellikle son zamanlarda diş kemiği tedavisine yönelik farklı teknik ve yöntemlerin devreye girdiği bilinmektedir. Peki, çene kemiği erimesinin tedavisi nasıl yapılır? İşte detaylar!
Çene Kemiği Erimesi Nasıl Tedavi Edilir?
Çene kemiği tedavisi, yurt dışındaki kemik bankalarından getirilen membran (kemik zarları) ve greft (sağlıklı doku transferi) uygulamaları sayesinde tedavi edilir. Bu tedavi şekline Box teknik denir. Diş hekimlerinin uzun süredir kullandığı, günümüzde daha da pratik ve faydalı olan uzun bir tedavi sürecidir. Bu teknik sayesinde yeri boşalan çene kemiğine kolayca implant yapılıp, protezler için uygun hale getirilir. Özellikle çene kemiğine yönelik operasyonların hassas bir süreci beraberinde getirdiği unutulmamalıdır.
Çene Kemiği Ne Kadar Kaç Ay Süre İçinde Erir?
Diş çekiminden sonra, kökü çepeçevre saran kemik hızlıca erime sürecine girer. Çene kemiği erimesi süreci en hızlı şekilde 6-12 ay arasında gerçekleşir. Sonra kemik erimesi yavaşlayarak devam eder. Bu süreçte özenli davranmak ve tedaviye başlamak, erimeden kaynaklanan sorunların giderilmesini de mümkün kılar. Unutmamak gerekir ki günümüz koşullarında çene kemiğine inmlant yapılarak, bu tür sorunların tedavisi de mümkün olmaktadır.
Çene Kemiği Erimesi İçin Hangi Tedaviler İle İmplant Yapılır?
Kemik erimesinin ileri derecede olduğu durumlarda, altta yazdığımız tedaviler yapılabilir.
Box Teknik (üç boyutlu kemik oluşturma)
All On 4 implant, (aynı gün içinde 4-6 arası implant üzerinde restorasyon uygulaması)
Zygoma implantı(Elmacık kemiği)uygulaması
Çene kemiği erimesi tedavilerinin başarılı bir şekilde uygulanması için profesyonel bilgi birikimine ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca bu tür tedavilerin başarılı bir şekilde uygulanması için teknik donanımlara da ihtiyaç duyulmaktadır.
Çene Kemiği Erimesi Sonrasında İmplant Yapılabilir Mi?
Yeterli çene kemiği kaldığı durumlarda o bölgeler implant uygulanabilir. Ancak bu sayede üst düzeyde bir tedavi de mümkün hale gelecektir.
Çene Kemiği Erimesi Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Bu tip hastalarda box tekniği ile uygulanacak tedavi süresi ortalama 6-12 ay arasında değişecektir. All on 4 tekniğiyle implant uygulaması tedavi süresi 3-6 ay arasında değişecektir. Elmacık kemiği implant uygulaması. Bu uygulama sadece üst çene bölgesinde gerçekleştirilir, tedavi süresi 3-6 ay arasında değişecektir.
Zirkonyum Kaplama , bireylerin ağızlarındaki diş eksikliği sebebiyle yaptırdıkları klasik porselen köprüler ve protezlerin alt yapısı olan gri renkteki metal yerine uygulanan beyaz renkteki bir alaşımdır. Estetik amaçlar dışında Zirkonyum kullanımındaki temel sebepler arasında,
Beyazlatma yöntemleriyle sonuç elde edilemeyen ileri düzeydeki renk değişimlerinin tedavisi, Madde kaybının aşırı olduğu dişlerin restore edilmesi, Arka tarafta bulunan dişler üzerine köprü veya kaplama yapılması, Ön gurupta yer alan dişlerde bulunan implant üstü protezlerin kaplanması Gülüş estetiğinin sağlanması yer almaktadır.
Bunların dışında, ayrık, çapraşık, dönük dişlerde ve uzun süre kullanım sebebiyle yapısı bozulmuş olan eski dolgularda Zirkonyum kullanılmaktadır. Zirkonyumun ışık geçirgenliğine sahip bir yapıda olması sebebiyle, dişlerin doğal yapısına uygun bir görünüm elde edilir. Bilindiği üzere sağlıklı dişlerin minesi, ışığı tamamen geçirecek yapıdadır. Zirkonyum kaplamalar, klasik porselen kaplamanın alt yapısı olan metalin yarattığı cansız ve yapay görüntünün aksine, daha canlı ve ışıltılı bir görünüm elde edilmesine olanak sağlar.
Zirkonyum Diş Kaplama
Zirkonyum diş kaplama genel olarak porselen kaplama şeklinde işleme alınır. Bu kaplama işlemi sırasında kullanılan zirkonyumun saf mineral hali birtakım işlemlerden geçirilerek zirkonya seramiği haline getirilir ve ardından özel fırınlarda işlenerek dişler için kullanılır. Estetik amaçlı bir uygulama olmasının yanında dişlerde oluşan renkleşme ya da kalıtsal renk değişimleri için uygulanır. Beyazlatma yöntemleri ile çözüm getirilemeyen dişler için zirkonyum diş kaplamaları oldukça etkili sonuçlar ortaya koyar.
Zirkonyum Nedir ?
Zirkonyum, son derece güçlü, titanyum veya paslanmaz çelikten daha sert ve ağırlığı daha hafif olan bir metaldir. Bu, Zirkonyum’un diş implantları için ideal seçim olmasını mümkün kılar. Zirkonyum dişler, gülümsemenizi iyileştirmenin yeni bir yoludur. Bu tür işlemlerde kronlar ve kaplamalarla aynı malzemeden yapılmaktadır. Ancak zirkonyum dişler; geleneksel diş restorasyonlarından çok daha güçlü ve daha dayanıklıdırlar. Yeni nesil uygulamalar doğal dişlerinize zarar verebilecek birçok şeye direnen çok güçlü bir seramik malzeme olan zirkonyum oksitten yapılmıştır.
Zirkonyum diş kronları genellikle kanal tedavili dişlerin yerine ve ayrıca çatlak veya kırık dişlerin tedavisinde kullanılmaktadır. Bu kapsamda zirkonyum kuronlar, teşhisinizin karmaşıklığına bağlı olarak tek parça veya birden fazla parçanın birleştirilmesinden yapılabilmektedir. Ayrıca zirkonyum kronlar, geleneksel metal kronlarla ilişkili rahatsızlık veya hassasiyet sorunları olmadan normal şekilde yiyip içmenizi sağlayan özel yapıştırıcılar kullanılarak doğrudan dişe yapıştırılmaktadır. Zirkonyum dişler, geleneksel diş malzemelerine metalik olmayan bir alternatiftir. Porselen ve seramik restorasyonlara göre daha dayanıklıdırlar, yani daha uzun ömürlüdürler.
Zirkonyum Diş Kaplama Nedir ?
Zirkonyum diş kaplama uygulaması, daha estetik bir gülüşe sahip olmak isteyenler için uzman hekimler tarafından gerçekleştirilir. Diş yapımında kullanılan ve beyaz renge sahip olan zirkonyum, oldukça başarılı sonuçların ortaya çıkarıldığı bir uygulamadır. Diş beyazlatma yöntemlerinin çaresiz kaldığı durumlarda zirkonyum devreye girer ve dişlerde istenen görüntülerin ortaya çıkmasını sağlar. Bunun yanında zirkonyum diş kaplama aynı zamanda pek çok avantajı da beraberinde getirir.
Zirkonyum Diş Kaplama Aşamaları
Zirkonyum diş kaplama aşamaları söz konusu olduğu zaman karşımıza son derece titiz bir süreç çıkar. Bu sürecin başarılı bir şekilde yönetilmesi için zirkonyum kaplama aşamalarının üst düzeyde bir şekilde tamamlanması gerekmektedir. Bu noktada zirkonyum diş kaplama aşamaları gündeme geldiği zaman aşağıdaki aşamalar karşımıza çıkar:
Aşama 1: Diş hekiminiz önce dişinizden az miktarda mine tabakasını çıkaracaktır. Bu, dişinizde bir delik açan ve mineyi çıkaran özel bir cihazla yapılmaktadır.
Aşama 2: Diş hekiminiz, dişinizi korumak için dişinizin açıkta kalan bölgesine geçici bir kaplama yerleştirecektir. Geçici kaplama bir sonraki randevunuzda kaldırılacaktır.
Aşama 3: Diş hekiminiz dişinizin yüzeyini parlatacak ve ardından oraya bir özel ajan uygulayacaktır. Pürüzsüz bir yüzey elde etmek için tekrar cilalanmadan önce bağlayıcı ajanın birkaç dakika kurumasına izin verilecektir. Nihai ürünümüzün gülüşünüze mükemmel bir şekilde uyduğundan emin olabilmemiz için dişlerinizin bir kalıbı alınacaktır.
Aşama 4: Laboratuvar teknisyenleri, ince zirkonyum oksit veya titanyum dioksit tanecikleri ile karıştırılmış porselen tozu kullanarak yeni kaplamanızın tam bir kopyasını oluşturmak için bu kalıbı ve gelişmiş bilgisayar teknolojisini kullanmaktadır. Bunlar daha sonra yeterince sertleşene kadar yüksek sıcaklıklarda fırınlanmaktadır.
Aşama 5: Yeni kaplamanız, dişinizin üzerine yerleştirilmeden önce son bir kez cilalanır. Bu aşamadan sonra artık, zirkonyum dişleriniz uygulanarak harika bir görselliğe kavuşmanız mümkün hale gelecektir. Bütün bu bilgiler ışığında günümüz koşullarında zirkonyum diş kaplamanın farklı teknik ve yöntemlerle uygulandığını rahatlıkla ifade edebiliriz.
Zirkonyum Kaplama Nasıl Yapılır?
Metal destekli kaplama uygulamalarında olduğu gibi, ilk aşamada diş küçültülür. Diş hekimitarafından yapılan muayenede diş etinin sağlıklı duruma geldiği gözlendiğinde, özel ölçüler vasıtasıyla ve bireyin ağzına uygun kaşıklarla hassas ölçümleme yapılır. Sonraki aşamada laboratuvar çalışması yapılarak hastanın dişine en uygun tonlardaki Zirkonyum alt yapısı ve üzerine porselen üst yapısı işlenir. Tüm bu işlemler sonrasında dişe uyum sağlanarak özel yapıştırıcılar yardımıyla kaplamanın dişe tam olarak oturması sağlanır. Kaplama işlemi sonlandırıldıktan sonraki süreçte, bireyler kendi doğal dişlerinden ayırt edilemeyecek bir görünüme ve sağlıklı bir diş yapısına sahip olur.
Zirkonyum kaplama uygulaması, hastanın acı çekmemesi adına lokal anestezi ile yapılır. Uygulama sonrasında, hastanın doğal diş rengine uygun bir geçici kaplama kullanılarak sıcak-soğuk hassasiyetinin dengelenmesi sağlanır. İşlem sırasında hafif bir sızlama görülmekle birlikte, en küçük bir ağrı veya sağlık problemi yaşanmadan uygulama sonlandırılır. Zirkonyum kaplamalar, daimi dişlerin sürmesini takip eden dönemlerde yapılabilmektedir. Ancak 18 ile 20 yaş arasında bireylerin gelişim döneminde olması ve bu dönemlerde çenenin büyümesi olasılığı kuvvetli olup, dişlerde aralanmalar oluşabileceği için bu dönemlerde uygulanması önerilmez.
Zirkonyum Diş Kaplaması Nasıl Uygulanır?
Zirkonyum diş kaplama uygulamasında öncelikle metal destekli kaplamalarda olduğu gibi dişler biraz küçültülür ve bunun ardından diş etlerinin daha sağlıklı bir hale gelmesi için ağız yapısına uygun kaşıklar ile özel ölçüler alınır.
Zirkonyum diş kaplama uygulamasında kişinin diş rengi ile yapılacak kaplama aynı renkte olmalıdır. Bu yüzden laboratuvar ortamında kişinin diş rengi ile uyumlu bir zirkonyum kaplama hazırlanır. Bu işlemlerin sonrasında kaplamanın üst kısmı için porselen yapı hazır hale getirilir.
Özel yapıştırıcılar ile yapılan uygulamalarda hazırlanan kaplamanın dişlere tam olarak adapte olması sağlanır. Zirkonyum uygulaması sonrasında kişi kaplamayı kendi dişi gibi sorun yaşamadan kullanmaya başlar.
Zirkonyum Diş Kaplama Hangi Durumlarda Yapılır?
Diş beyazlatma yöntemlerinin işe yaramadığı durumlarda oldukça başarılı sonuçlara imza atan zirkonyum diş kaplama, aynı zamanda ortodontik uygulamaların tercih edilmemesi halinde uygulama altına alınır. Şimdi, zirkonyum diş kaplama uygulaması hangi durumlarda yapılır? daha yakından göz atalım.
Diastema olarak adlandırılan ayrık ya da belirli oranda çapraşık dişler
Dönük yapılı dişler
Renk ya da yapıda bozulma meydana gelen eski dolgulu dişler
Yüksek oranda madde kaybına maruz kalmış ve restorasyon gerektiren dişler
Arka grup dişlerde köprü veya kaplama oluşturmak için
Ön grup dişlerde yer alan implant üstü protezler için
Gülüş estetiğinin düzenlenmesi için
Zirkonyum Diş Kaplamanın Avantajları Nelerdir?
Dişlerde doğal ve estetik bir görünüm elde etmek için işleme alınan zirkonyum diş kaplaması, aynı zamanda birçok avantaja sahiptir. Estetik ve şık bir diş yapısı oluşturma konusunda uzman hekimler tarafından çok fazla tercih edilen bir uygulamadır. Zirkonyum diş kaplamasının avantajları ise genel olarak aşağıdaki gibidir;
Işık geçirgenliği oldukça yüksek olan zirkonyum kaplama, dişlerde doğal bir görünümün oluşmasına yardımcı olur. Sağlıklı bir dişte mine yapısının ışığı tam olarak geçirdiği düşünülürse zirkonyum kaplama istenen dişlere sahip olma konusunda önemli bir yere sahiptir.
Klasik porselen kaplamalarda yer alan metaller, genelde dişlerde opak bir görüntü meydana getirir ve bu nedenle hem cansız hem de yapay görüntüye sahip dişler oluşur. Zirkonyum diş kaplama ise cansız ve yapay görüntülerin önüne geçer ve daha doğal bir dişler meydana getirir.
Dişlerde mat görünümün tamamen ortadan kalkmasına yardımcı olur.
Orijinal bir diş yapısının yanında doğal diş görünümü elde edilmesine olanak sağlar.
Estetik bir gülüş meydana getirdiği gibi diş etlerinin daha sağlıklı olmasına katkıda bulunur. Çünkü zirkonyum diş kaplama, metal destekli bir uygulama değildir ve diş etleri ile uyumludur.
Ayrıca zirkonyum kaplama metale karşı alerjisi bulunan kişiler için oldukça etkili bir alternatif çözümdür.
Uygulama sonrasında kişide sıcak veya soğuk besinlere karşı hassasiyet oluşmaz.
Ayrıca bu kaplama ile sigara, çay, kahve ve bunun gibi farklı nedenlerden kaynaklı dişlerde oluşan lekelenmeler en aza indirgenir.
Bunların yanı sıra zirkonyum ağızda koku oluşumuna izin vermez ve aynı zamanda diş eti problemlerine yol açmaz.
Diğer yandan ağızda hiçbir şekilde tat değişikliği ve buna benzer sorunlar ortaya çıkarmaz.
Zirkonyum Kaplamaların Faydaları
Zirkonyum, kronlar için en yaygın elementlerden biridir. Zirkonyum kaplama sayesinde doğal diş minesine benzer. Doğal dişlere uyar ve uyum sağlar. Bu özellikle kuronunuzun mutfağında önemlidir, doğal dişlerin ve özel preparatların uygulanmasında öncelikli olacaktır. Zirkonyum kaplamada metalik kaplama yoktur. Bu diş etlerinin kararmasını önler.
Zirkonyum son derece dayanıklıdır, aşınmaya ve yıpranmaya karşı dayanıklıdır. Zirkonyum kuronlar ve köprüler o kadar güçlüdür ki ağzın her yerinde kullanılabilir. Ön ve arka dişlerde çiğneme ve ısırma kuvvetlerine iyi dayanır. İyi bir özenle, uzun süre dayanabilirler.
Zirkonyum, biyouyumluluğu nedeniyle diş hekiminin tercihidir. Hijyene uyulursa diş eti oluşturmaz. Zirkonyum kronlar düşük ısı iletkenliğine sahiptir. Diğer kronlarda şiddetli soğuk algınlığı riski düşüktür. Soğuk bir içecek veya sıcak bir içecek hissetmek için ağzınızda hiçbir şey hissetmiyorsunuz.
Bazı hastalarda belirli metaller ve nesneler bulunur. Metale uygun olan zirkonyum kuronlar rahatlıkla uygulanabilir. Zirkonyum koku yapmayan sağlıklı bir malzemedir. Metal içeren kaplamalarda koku problemi yoktur.
Yüksek Leke Direnci
Tütün ve kahve gibi dişleri lekeleyen maddeler metal kronların sararmasına ve kararmasına neden olur. Zirkonyum, lekelenmeye diğer boyanmamış kuronlardan daha iyi dayanabilir ve daha fazla ikame özelliğine sahiptir. Bu, doğal görünen ve güzel bir insanı tercih eden insanlar için önemlidir.
Zirkonyum kaplamalar için özel bir kürleme prosedürü oluşturmanıza gerek yoktur. Bu günlük hayatınıza devam etmeniz için yeterli olacaktır. İnsanlar yaşadığı sürece, onların hayatlarında kalpsizce yaşarız. Bunlar zirkonyum dişler için tasarlanmıştır ve kaygandırlar, oluşturmazlar ve metal dişlere göre daha uzun süre dayanırlar.
Zirkonyum Kaplamaların Özellikleri
Doğal görünüyor, yapay görünmüyor ve çok dayanıklı.
Korozyon direnci yüksektir.
Oksidasyona karşı güçlü ve dayanıklıdır.
Dayanıklıdır ve metal içermez.
Yarı saydam oldukları için ışığı iletirler ve süt dişleriyle en uyumlu dayanıklıdır
Pürüzsüz, pürüzsüz porselen yüzeyi sayesinde zirkonyum dişler renk değiştirmez ve plak birikimi görülmez.
kahve, çay ve tütün gibi gıdaların lekelenmesinden etkilenmez.
Rengi her zaman uygulandığı gibi kalır.
Düzenli kontrol edildiğinde ağızda uzun süre kalır.
Zirkonyum Diş Kaplamanın Ömrü Ne Kadardır?
Diş ve diş etlerine yüksek oranda uyum sağlayan zirkonyum, dişlerde estetik bir duruş sergilemesi ve bunun yanında uzun ömrü ile ön plana çıkar. Zirkonyum diş kaplamanın ömrü genel olarak 5 ila 20 yıl arasında değişiklik gösterir. Tabi bu kaplamaları uzun süre kullanmak direkt olarak hastanın kendisi ile doğrudan alakalıdır.
Hastanın ağız ve diş sağlığına özen göstermesi ve gerekli ağız ve diş bakımını yapması kaplamanın da ömrünün uzamasına neden olur. Eğer yeterli bir ağız ve diş bakımı yapılırsa zirkonyum diş kaplamaların 30 yıl gibi uzun bir süre dahi kullanılması mümkündür.
Zirkonyum diş kaplamasını uzun süre kullanmak için hastanın ilk olarak yapması gereken dişlerini her gün en az 2 kez fırçalamasıdır. Bunun yanında yine her gün diş ipi kullanması gerekir. Diş ipi fırçanın ulaşamadığı yerlere kolayca erişir ve bu sayede dişler arasında kalan yemek artıklarını kolayca çıkarır.
Böylece plak oluşumu da engellenmiş olur. Bunun yanında alkol ve sigara kullanımının azaltılması ve periyodik olarak diş muayenelerinin yaptırılması da aynı şekilde zirkonyum diş kaplamanın ömrünü önemli ölçüde uzatır.
2022 Zirkonyum Diş Kaplama Fiyatları
Zirkonyum, titanyumdan bile daha yüksek korozyon ve oksidasyon direncine sahip bir metal alaşımıdır. Bu nedenle diş kronları için ideal bir malzemedir. Zirkonyum ayrıca çok hafiftir, bu da zirkonyum uygulamasını kolaylaştırmaktadır. Zirkonyum kaplamaların en yaygın kullanımı diş çürüğü veya kırıklardan kaynaklanan hasarların tedavisindedir. Bu noktada zirkonyum diş kaplama işleminin son zamanlarda yoğun bir düzeyde talep gördüğünü ifade etmek mümkün olmaktadır. 2022 zirkonyum diş kaplama fiyatları gündeme geldiği zaman TDB tarafında belirlenen ideal fiyat listesi baz alınmaktadır.
Görüldüğü üzere zirkonyum diş kaplama fiyatları söz konusu olduğu zaman karşımıza farklı alternatif seçenekler çıkmaktadır. Burada fiyatların sürekli bir şekilde güncellendiğini ifade etmek de mümkün olmaktadır. Dolayısıyla zirkonyum kaplama yaptırmayı istiyorsanız, güncel fiyat araştırması yapıyor olmanız her zaman önerilmektedir.
Zirkonyum Kaplama Hakkında Sık Sorulan Sorular
Ön Diş Zirkonyum Kaplama Nedir?
Ön diş zirkonyum kaplama, dişlerin ön kısmına yapıştırılan ince, özel yapım kabuklardır. Bunlar porselen, kompozit reçine veya zirkonyum olabilirler. Genellikle gülümsemenizdeki küçük talaşlar ve çatlaklar gibi kusurları gizlemek için kullanılırlar. Bu noktada etkili bir gülüş tasarımını ortaya koymak noktasında mükemmel bir performans ortaya koymaktadır.
Zirkonyum Kaplamanın Faydaları Nelerdir?
Zirkonyum, mükemmel korozyon direnci özelliklerine sahiptir. Gülümsemenizi iyileştirme hedeflerinizi gerçekleştirmek noktasında oldukça başarılıdır. Son zamanlarda uygulamaya geçen teknik ve yöntemler sayesinde zirkonyum kaplamalar çok daha üst düzeyde hayata geçirilmektedir.
Zirkonyum Diş Kaplama Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Zirkonyum diş kaplama uygulaması için laboratuvar ortamında 4 – 5 gün arasında zaman alan bir süreç gerçekleştirilir. Ayrıca diş hekimi tarafından yapılacak olan diş kesimi, ölçü alma, gerekli planlamalar, ağızlarda ve dişlerde yapılacak provalar ve yapıştırma işlemi de işin içine katıldığında bir hafta kadar zaman alır.
Zirkonyum Diş Kaplama Hangi Yaşlar İçin Uygundur?
Zirkonyum diş kaplaması için herhangi bir yaş aralığı belirtmek yanlış olur. Ancak uzman hekimler hastanın en az 18 yaşında olmasını tavsiye eder. Çünkü gelişim dönemi bu yaşa yakın zamanlarda tamamlanır ve kaplama işlemi için çene büyümesinin durması gerekir. Yani zirkonyum diş kaplama gelişim dönemindeki kişiler için önerilmez.
Zirkonyum Kaplamaların Kullanım Süresi
Zirkonyum kaplamaların kullanım süresi , bireysel kullanıma bağlı olarak değişir. Ortalama yaşam süresi 5 ila 15 yıldır. Ancak gerekli önlemler ve bakım yapılırsa bu süre uzatılarak zirkonyum kaplama 20 yıl gibi bir süre kullanılabilir. Güzel bir gülüşe sahip olmak için insanlar dişlerini zirkonyum ile kaplarlar. Son zamanlarda sıkça uygulanan bu zirkonyum kaplama hakkında giderek daha fazla soru geliyor.
Zirkonyum kaplamanın ömrü en sık sorulan sorulardan biridir. Bir zirkonyum kaplamanın ömrü, bireysel kullanıma bağlı olarak değişir. Herhangi bir güçlü darbe veya diğer olumsuz travmalar dışında zirkonya kırılma olasılığı çok düşüktür. Zirkonyum kaplamanın ömrünü uzatmak için gerekli bakımların yanı sıra 6 ayda bir doktor kontrolünde kaplama yaptırmalısınız. Ayrıca zirkonyum diş kaplama yapılacak ortamlarda önemlidir.
Merdiven altına yapılan zirkonyum kaplamalar güvenli olmadığı gibi dişlerinize ve sağlığınıza da zarar verebilir. Genel olarak, bir zirkonyum kronun ömrü 5 ila 15 yıl arasındadır. Ancak gerekli önlemler ve bakım yapılırsa bu süre uzatılarak zirkonyum kaplama 20 yıl gibi bir süre kullanılabilir.
Diş eti çekilmesi diş çürüklerine yol açabilen ciddi bir sorundur. Dişlere yeterli bakım yapılmadığı zaman, dişeti iltihabı oluşmaktadır. Bu da diş eti çekilmelerine ve dişlerin kök yüzeylerinin görünmesine neden olacaktır. Diş eti çekilmeleri, diş köklerinin açığa çıkması nedeniyle, çürümelere neden olacak, bu çürümelerin sonucunda, diş kayıpları olacaktır. Dişlere yapılan bakım dişlerin uzun ömürlü olmasına ve orijinal dişlerinizin uzun zaman ağzınızda kalmasına neden olacaktır.
Diş bakımı yaparken de diş hassasiyetine uygun diş macunu, diş fırçası ve diş ipi kullanılması uygun olacaktır. Yanlış yapılan diş bakımı dişlerin ve dişetlerinin zarar görmesine ve diş etlerinin çekilmesine neden olacaktır, zamanla da dişlerin kaybına neden olacaktır.
Diş eti, dişlerin kemiğe tutunmasını sağlayan etkendir. Diş eti bakımlarının zamanında yapılmaması, diş etlerinde zararlı bakteriler oluşmasına neden olacaktır. Diş eti çekilmelerinin ilk belirtileri, diş eti kanamalarıdır. Bu belirtiler görüldüğünde, gereken tedaviler yapılmadığı takdirde, dişeti çekilmeleri başlayacaktır. Diş etlerinin çekilmesine neden olan etkenler sadece yanlış bakımlardan ibaret değildir. Sigara içmek, dişleri sıkmak veya gıcırdatmak, bazı hastalıklar, örneğin şeker hastalığı, yanlış yapılan dolgu gibi etkenler, diş eti çekilmesi nedenlerinin başında yer almaktadır.
Diş Eti Çekilmesini Engellemenin Yolları
Diş eti çekilmelerini önlemenin başında uygun bir diş bakımı gelmektedir. Uygun ve zamanında yapılan diş bakımı dişeti çekilmelerini engelleyerek, dişlerinizin sağlıklı şekilde korunmasını sağlayacaktır. Dişeti çekilmeleri, diş rahatsızlıkların yanında çeşitli hastalıklara ve ağız kokusuna da neden olmaktadır. Ancak diş eti çekilmesi ileri seviyelere ulaşmışsa sonradan yapılan diş bakımının fazla bir faydası olmayacaktır. Çünkü hastalık ilerlemiştir ve diş tedavisi görülmelidir.
Diş Eti Çekilmesinin Tedavisi
Diş eti çekilmelerinin çeşitli tedavi yöntemleri vardır. Diş eti tedavisi için ilk başta diş hekimine müracaat edilmesi gerekmektedir. Diş hekimi ufak bir operasyonla ya da tarif edeceği koruyucu yöntemlerle diş eti çekilmesini tedavi edebilmektedir. Bu önlemlerden kısaca bahsedecek olursak; yumuşak bir diş fırçası kullanmak, diş hekiminin tarif ettiği şekilde dişleri fırçalamak, diş suyu veya gargara kullanmak, sigara ve tütün mamullerini kullanmamak veya en aza indirmek, bol su içmek, diş ipi kullanmak dişeti çekilmelerinin tedavi edilmesinde önemli tedavi yöntemlerindendir.
Ancak bu tedavi yöntemleri işe yaramayacak kadar dişeti çekilmesi hastalığı ilerlemişse, cerrahi müdahale gerekmektedir. Ya da dişler çekilerek, yerine protez diş yapılmalıdır. Bu gibi işlemlere maruz kalmamak için diş bakımlarının zamanında yapılması, dişlerinize gereken önemi ve hassasiyeti göstermek gerekmektedir. Kısacası dişlerinizi korumak için diş bakımlarını zamanında ve uygun şekilde yapmak gerekir.
Diş eti Periodontitis Nedir?
Diş eti Periodontitis nedir? Bir diğer adı diş eti çekilmesi olan dil eti periodontitis, diş eti hastalığının farklı bir tanımıdır. Diş etine doğrudan zarar veren ve sonraki süreçte dişlerin desteklenmesini sağlayan kemiği dahi yok edebilen enfeksiyona periodontitis denir. Bundan dolayıdır ki diş eti çekilmesi gündeme geldiği zaman karşımıza çok sayıda farklı komplikasyonun çıkabileceğini rahatlıkla ifade edebiliriz.
Diş Eti Çekilmesi Sorunlarının Neden Olabileceği Komplikasyonlar
Diş eti hastalığı veya diş eti çekilmesi olarak da adlandırılan periodontitis dış çevresini bulanan yumuşak dokuya zarar vermiş olan ve kısa zamanda tedavi edilmezse diş etini destekleyen kemiği yok edebilen bir sorundur. Bu son derece ciddi diş eti enfeksiyonu anlamına gelir. Dişlerin gevşemesi ve diş kaybına neden olabilir. Yaygın olarak görülebiliyor ancak büyük oranlarda önlenmesi mümkün bir genellikle ağız bakım ve temizliğini kötü yapılmasından kaynaklanan sağlık problemidir.
Gebelik komplikasyonları, şeker ve kalp hastalıkları, romatoidartrit gibi birçok hastalığı diş eti çekilme sorunları beraberinde getiriyor. Diş etinde bulunan mikroorganizmalar diş eti çekilmesine sebep olduğu gibi organlara da zarar veriyor. İltihap ve buna bağlı olarak gelişmiş olan bağışıklık yanıtının organları etkilemesi ile ilgili ilk detay mikroorganizmaların çoğalması olarak tanımlanabilir. Yani diş etinden kaynaklı olarak tüm mikrobiyal organizmalar dolaşım yolu ile vücutta gezinebiliyor. Sebepsiz olarak tanımlanan bu mekanizmalar kanda bakteri varlığı ile kendisini belli ediyor.
Diş eti çekilmesi birçok hastada plak oluşumu ile başlıyor. Plaklar tedavi edilmez ise diş eti çekilmesi meydana gelebilir. Yiyeceklerde bulunan şeker ve nişasta lar ağzında bulunan bakteriler ile etkileşime girerek dişlerde plaklar oluşuyor. Bu sebeple günde en az dişleri iki kez fırçalamak ve en az bir kez diş ipi kullanmak plak oluşumuna giderebilir.
Dişlerin arasında kalan plaklar diş eti çizgisinden itibaren sertleşerek tartar yanı diş taşı haline gelir. Plakların çıkarılmasına oranla tartarların çıkarılması daha zordur. Ağzınız içinde ne kadar tartar ve plak kalırsa o kadar dişlerinize zarar görecektir. Dişlerimi fırçalayıp diş ipi kullanarak diş taşlarını temizlemek mümkün değildir. Diş hekiminden profesyonel bir Yardım alarak diş temizliğine ihtiyaç duyabilirsiniz.
Diş eti çekilmesinden dolayı alışan komplikasyonların en başında çene kemiği kaybı ve diş kaybı gelir. Buna ek olarak da diş eti çekilmesinde sorumlu olan bakteriler diş eti dokusundan içeriye girerek dolaşım sistemine girer. Bakteriler vücudun diğer bütün bölümlerini etkileyebilir. Solunum yolu hastalıkları, koroner arter hastalığı, romatoidartrit hastalığı, diyabet ve kan şekeri problemlerini meydana getirir.
Diş Eti Çekilmesi Nasıl Engellenir?
Diş eti çekilmesine önlemenin en etkili yolları arasında küçük yaşlardan başlayarak bütün yaşam boyunca tutarlı ve sürekli olarak diş temizliği alışkanlığı kazanmaktır. İyi bir şekilde ağır seçeceğini ve temizliği alışkanlığı kazanmış olan kişiler dişlerini en az günde 2 kez fırçalamalı. Sabah kalktıktan sonra ve akşam yatmadan önce dişler mutlaka fırçalanmalı ve günde 1 kez diş ipi kullanılması gereklidir.
Genellikle herhangi bir sağlık şikâyetiniz bulunmasa bile 6 ay ile 12 ay arasında diş temizliği için diş sağlığı uzmanına muayene olmanız önerilir. Diş eti çekilmesine artıran faktörler arasında ağız kuruluğu, belirli ilaç kullanımı veya sigara içme gibi davranışlar bulunuyor. Bu durumla karşı karşıya olanlar düzenli doktor muayenesi hizmeti alarak diş eti çekilmesi problemi ile karşı karşıya kalmadan önce önlemlerini alabilirler.
Diş Eti Çekilmesi Nasıl Anlaşılır?
Sağlıklı bir ağızda diş etleri soluk pembe ve sert bir haldedir. Diş etrafına tam bir şekilde otururlar. Diş eti çekilmesi problemleri belirtileri arasında;
Kabarık diş etleri
Parlak kırmızı ya da morumsu diş etleri
Ağız kokusu
Çiğneme esnasında ağrı
Dişler arasında meydana gelen boşluklar
Hassas diş etleri
Kolay kanayan diş etleri
Diş fırçalarken ya da diş ipi kullanırken kanama
Diş eti çekilmesi olup olmadığını anlamak için diş hekimi tarafından muayeneler yapılır. Muayene sonrasında diş eti çekilmesi varsa hangi boyutta olduğu hekim tarafından gözlemlenerek tedavi planlaması başlatılır.
Diş Eti Çekilmesi Hakkında Sık Sorulan 7 Soru
Diş eti kendisini yeniler mi?
Diş etleri bir sözleşmeyi başladığı andan itibaren eski haline dönmeyecektir. Bu sebeple sorun en erken evrelerde fark edilmeli ve önlenmelidir.
Diş eti çekilmesi tedavi edilmez ise ne olur?
Diş eti çekilmesinden sonra diş eti çizgisi ve dişlerde boşluklar meydana gelir. Çeşitli hastalıklara neden olan bakteriler kolayca bu boşluklarda birikir. Doku ve kemik kaybı meydana gelebilir.
Diş eti çekilmesinden sonra düzelme olur mu?
Diş eti çekilmesi çok ciddi seviyelere gelmiş ise cerrahi müdahalede bulunmak gerekir. Ayrılmış olan diş dokusunun tekrardan yerine dikilmesi gerekir.
Diş eti ne kadar sürede iyileşir?
Cerrahi operasyonu sonrasında yapısal özelliklere bağlı olarak iyileşme süreci değişiyor olsa da ortalama olarak 10 ya da 14 gün içerisinde iyileşme gerçekleşir.
Diş etlerini güçlendirmek için ne yapılabilir?
Rafine şeker içeren yiyecekler yenmemeli. Flor içeren bir diş macunu ile dişler günde en az 2 kez fırçalanmalıdır.
Diş eti çekilmemesi için ne yapılmalı?
Diş etlerini sağlıklı tutmak diş eti çekilmesini en aza indirecektir. Dişlerin alanında uzman bir kişi tarafından düzenli olarak kontrol edilmesi erken önlem açısından önemlidir.
Diş eti tedavisi seans süresi nedir?
Başlangıç tedavisi ile başlayan seanslar hastanın durumuna bağlı olarak 3 veya 4 seans sürebilir.
Çene dolgusu çene estetiğin de en çok tercih edilen işlemlerin başın da gelmektedir. Uygulanan işlemler ile çene de estetik problemleri çözüme kavuşmaktadır. Ayrıca çene de ki sorunlar düzeltilirken kişilerin yüz hatlarına uygun olacak şekil de işlemler yapılmaktadır. Çene görünümü yüz görünümünü de etkileyen bir etmendir. Dolayısıyla çene dolgusu işlemi oldukça önemli bir işlemdir.
Kişilerin yüz hatlarını belirginleştirerek estetik bir görünüm sağlayacaktır. Çene de ki şekil bozukluklarının tedavisin de en sık tercih edilen dolgu türüdür. Çene bozuklukları kişilerin yüz hatlarını da etkilemektedir. Çene dolgusu profesyonellik gerektiren bir işlemdir. Dolayısıyla mutlaka profesyonel bir sağlık merkezin de hizmet alınması gerekilmektedir.
Çene Dolgusu Fiyatları
Çene dolgusu fiyatları kişiler tarafından merak edilen konuların başın da gelmektedir. Çene dolgusu fiyatları birçok etmene bağlı olarak şekillenerek belirlenmektedir. Çene dolgusu fiyatları işlemi yapacak olan hekime göre belirlenir. Hekimin profesyonelliği fiyatlar üzerin de doğrudan etkili olan etmenlerden birisidir. Çene dolgusu fiyatları piyasa da çeşitlilik göstermektedir. Dolayısıyla sabit, net bir fiyat aralığından söz etmek mümkün değildir.
Çene Dolgusu Kimlere Uygulanır?
Çene dolgusu özellikle çene bölgesin de ki şekil bozuklukların da uygulanan bir yöntemdir. Kişilerin çene bölgesinin sivri düzey de olması da dolgu işlemini gerektirmektedir. Ayrıca aşırı düzey de düz yapı da olması da dolgu işlemiyle çözüme kavuşmaktadır. Bireyin çene şeklin de ki şekilsizlikte dolgu işlemini kaçınılmaz kılmaktadır. Bazı kişilerin çene bölgesin de büyük ve derin şekilde benler bulunmaktadır. Bu tarz kişilerin problemleri de çene dolgusuyla çözüme kavuşmaktadır. Çene ucunun ileri ve çok geri de olması da dolguyla düzeltilmektedir.
Kişilerin çene bölgesinde sarkmaları da çene dolgusuyla düzeltilmektedir. Çene dolgusu aynı zaman da fiziki hasarlar ve kazalar sonucunda da şekilleri bozulabilmektedir. Bu gibi faktörler de de çene dolgusu oldukça başarılı sonuçlara imza atmaktadır.
Çene Travmaları ve Dolgu
Çene travmaları günümüzde en çok karşılaşılan sağlık sorunlarının başında gelmektedir. Bu tip sağlık sorunları günümüzde tedavi edilmektedir. Çene travmaları ve tedavisi uzman hekimler tarafından tedavisi gerçekleştirilen bir sağlık problemidir. Dolayısıyla bu tarz sorunlarda uzman hekimlerden tedavi alınması gerekilmektedir. Çene travmaları her yaştan bireyin karşılaşabileceği sağlık sorunlarından birisidir.
Travmalar birçok etmene bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Hasar ve darbelere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Aynı zamanda dişlerden kaynaklı enfeksiyon sebebiyle de ortaya çıkabilmektedir. Çene travmaları ağrılı bir süreçtir. Dolayısıyla mutlaka tedavisi edilmesi gerekiyor. Dişlerde meydana gelen kırılmalar sonucunda hızlıca diş hekimlerine başvurulması gerekmektedir. Çene kırıkları gibi oluşan problemlerde ise cerrahi operasyonlar gerekebilmektedir.
Çene Travmalarını Kim Tedavi Ediyor?
Çene travmaları günümüzde uzman doktorlar tarafından tedavi edilebilen bir sağlık problemidir. Sorunun büyüklüğüne bağlı olarak tedavi planı yapmaktadır. Çene travmaları ve tedavisi kırık benzeri durumlarda cerrahi operasyon gerektirebilmektedir. Çene bölgesinin hasar alması neticesinde bu bölgede kırıklar yaşanabilir. Kırıkların giderilmesinde vida, çivi gibi maddelerden yararlanılmaktadır.
Çene Travmaları ve Tedavisi Sırasında Dikkat Edilecekler?
Çene travması yaşamış bir kişiyseniz mutlaka dikkat etmeniz gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Bu hususların en başında mutlaka tedavi olmaya gitmeden önce kapsamlı bir araştırma yapmanız gerekiyor. Yapılacak olan kapsamlı araştırmalar neticesinde alanında uzman, profesyonelliği yüksek doktorlardan tedavi alınması oldukça önemli bir etmendir. Böylelikle çene travması probleminizin çözümünde profesyonel bir destek almış olursunuz.
Çene Travması ve Tedavisi Fiyatları
Çene travması genç, yetişkin hemen hemen her yaş grubundaki insanlarda gözükebilen bir problemdir. Bu tarz problemler yaşayan kişiler çene tedavisinin fiyatlarını merak etmektedir. Çene travması fiyatları tedavinin alınacağı hastaneye göre farklılık göstermektedir. Fiyatların farklılık göstermesinde doktorun becerisi, doktorunun popülerliği gibi etmenlerde aktif düzeyde rol oynamaktadır.
Dolayısıyla tedavi konusunda sabit bir fiyat aralığı bulunmamaktadır. Sigortalı kişilerin tedavisi SSK tarafından karşılanmaktadır. Ancak ağır cerrahi travmalarda estetik işlemleri gerekebileceği için çene travmaları ve tedavisi fiyatları SSK tarafından karşılanmayabiliyor. Bu tarz estetik işlemleri özel koşullara girdiği için fiyatları karşılamak tamamen sizin sorumluluğunuzdur. Dolayısıyla fiyatların oluşumunda çene travmasının boyutu da doğrudan fiyatlar üzerin de etki eden etmenlerin başında yer almaktadır.
Çene Travması ve Dolgusu Hizmetleri
Kliniğimizde sizlere kaliteli bir çene travma ve dolgusu hizmetlerini sunuyoruz. Çene travmaları sonucunda kişiler çene dolgularına ihtiyaç duyarlar. Kurumumuzda sizlere en kaliteli çene travma dolgularını uzman personellerimiz eşliğinde yapıyoruz. Aynı zamanda sizlere sunmuş olduğumuz bütün hizmetler birinci sınıf hizmet kalitesine tam uyumluluk gösterir. Böylelikle ortaya başarılı ve hijyenik sonuçlar çıkmış olacaktır.
Kurumumuzda sizlere geniş kapsamlı bir çene dolgusu hizmetleri sunuyoruz. Sunmuş olduğumuz hizmetlerin tamamı birinci sınıf hizmetler olarak ön plana çıkmayı başarıyor. Böylelikle başarılı bir kurumdan hizmet almanın deneyimini yaşama fırsatına erişmiş olacaksınız. Sizlere kurumsal temelli sağlık hizmetleri ve dolgu hizmetlerini uluslararası olanaklarda sağlamayı başaran bir kurum olarak biliniyoruz.
Farklı nedenlerden dolayı karşımıza çıkan boğaz kuruluğu farklı önlemler neticesinde engellenebilen bir rahatsızlıktır. Yaşayan kişiye gıdıklayıcı ve kuru bir his veren boğaz kuruluğu rahatsızlığı basit bir sorun olarak algılanmaktadır. Ancak bu problem kişinin hayat kalitesini ciddi oranda düşürebilmektedir. Bazı durumlarda yutkunma zorluğu da eşlik etmektedir. Bu sorunla baş ederken nasıl hareket edileceğini bilmek önemlidir. Kesin tanı ve tedavi için kesinlikle uzman doktora gitmekte yarar vardır.
Sorun, çoğunlukla tükürük bezlerinin iyi çalışmaması ya da yetersiz işlevi nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Yiyecek artıklarını gidermek ve ağız sağlığını koruma bağlamında tükürük oldukça önemlidir. Bu nedenle bu sorunu yaşayan kişiler ileride diş çürükleri gibi daha ciddi sorunlarla da karşılaşabilmektedir. Sorun görmezden gelinmemeli ve doğru bir tedavi uygulanmalıdır. Boğaz kuruluğu sorunu görmezden gelmek çok daha büyük sorunları tetikleyebilmektedir.
Kuruluk hafif bir seyir gösteriyorsa su tüketimini mümkün olduğu kadar arttırmak etkili olacaktır. Boğazın nemlendirilmesi ve dinlendirilmesi bu tür sorunlarda yeterli olmaktadır. Kuruluk söz konusu olduğu zaman yaygın sebeplerin başında susuz kalmak geliyor. Suyun yanı sıra çorba ve bitki çayları gibi sıcak içecekler boğazı rahatlatmada kullanılabilir. Fazla konuşmamak da kasları dinlendireceği için öneriler arasındadır.
Boğaz Kuruluğu Ve Ağrısına Ne İyi Gelir?
Yutkunma zorluğu ve boğaz ağrısı için evde uygulanabilecek bazı yöntemlerden bahsetmek mümkündür. Bunların hafif semptomlarda etkili olacağını unutmamak gerekiyor. Şiddetli yaşanan durumlarda uzman hekime başvurmak elzemdir. Soğuk algınlığı ve alerji gibi durumlarda doktorun reçete edeceği ilaçlar kullanılmalıdır. Boğaz kurumasında yaygın bazı belirtiler vardır. Bunları şöyle sıralamak mümkündür:
Boğazda yapışkan ve kuru his
Sık susama davranışı gösterme
Dudak çatlakları ya da ağız içi ve kenarlarında yaralar
Ağız içinde ve dilde yanma yahut karıncalı his
Fazla kırmızı dil
Konuşurken rahatsız hissetme
Tat alma, çiğneme ve yutma zorluğu
Ağız kokusu
Boğazda ağrı ve kimi durumda ses kısıklığı
Çeşitli sebeplere bağlı olarak ortaya çıkan bu sorunun çözümünde hekim temelde yatan probleme odaklanmaktadır. Alınan bir ilaçtan ötürü bu sorun yaşanıyorsa hekimle görüşerek ilacın dozunu azaltabilir ya da başka bir ilaca geçebilirsiniz. Sıklıkla tedavi için yazılan ilaçlardan biri de ağız gargaraları olmaktadır. Bunlarla çözüme kavuşmayan sorunlarda ise tükürük salgısını uyaran ilaçlarla hasta desteklenebilmektedir.
Boğaz Kuruluğu Neyin Belirtisi?
Boğazda yaşanan bu tür sorunları neden olan farklı etkenler vardır. Bunlar kuruluğun ne zaman başladığı ve ne kadar sürdüğüne göre değişiklik gösterecektir. Uykudan uyanıldığında hissedilen kuruluk genellikle uyku sırasında ağızdan nefes alındığı için yaşanmaktadır. Burun tıkanıklıkları ya da uyku pozisyonu dolayısıyla ağızdan nefes almak zorunlu olabilir. Çözümü su içerek boğazı ıslatmaktadır.
Tükürük ayrıca ağız florası içinde bulanan mantar ve bakterileri de kontrol altında tutarak enfeksiyonların önüne geçmektedir. Doğru oranda tükürük salgılayamamak rahatsız edici bir durumdur. Öte yandan kullanılan bazı ilaçlar da yan etki olarak boğaz kuruluğu yapabilmektedir. Aynı şekilde bazı tedavi yöntemleri de, radyasyon almak gibi, bu soruna neden olabilmektedir.
Bazı yöntemler kullanarak boğaz ağrısını hafifletmek mümkündür. Şekersiz sakız çiğnemek ya da draje emmek bunlardan bir tanesidir. Florür içeren bir diş macunuyla ağız temizliği yapmak ve yine florür içeren gargaralar kullanmak etkili olacaktır. Diş hekimini düzenli aralıklarla ziyaret ederek ağız sağlığınızı korumak da önemlidir. Yapabileceğiniz kadar burundan nefes almanız da diğer öneriler arasındadır. Odadaki nem miktarını düzenleyen buhar cihazları kullanmak yardımcı olacaktır.
Ağız Kuruluğu Hangi Hastalığın Belirtisi?
Önlem alınması gereken sorunlardan biri olan ağız kuruluğu tedavi edilmezse pamukçuk gibi ağız enfeksiyonu ve diş eti hastalıklarına sebep olabilmektedir. Ayrıca diş çürüğü riskini de arttırır. Bu nedenle geciktirmeden önlem almak yerinde bir davranış olacaktır. Ağız kuruluğu yaşayan kimselere takma diş takılması da zor olacaktır.
Yaşanan soğuk algınlığı ve bazı alerji türleri de bu sorunun kaynağı olabilir. Ayrıca tükürük bezlerindeki bir problem nedeniyle de bunu yaşamak mümkündür. Bunlar ciddi sorunların belirtisidir. Ayrıca küf, polen, toz, duman ve hayvan döküntüsü gibi alerjiler de kuruluğa sebebiyet verebiliyor. Soğuk algınlığı ve alerji kaynaklı durumlarda kuruluğa burun akıntısı da eşlik edebilmektedir.
Ameliyat yahut kaza sonucunda boyun ve kafa bölgesinde sinir hasarı olursa da bu sorunun gözlenebilir. Aşırı terleme, ishal, kan kaybı ve ateş gibi durumlarda da ağız kuruluğu yaşanabilmektedir. Tütün çiğneme ya da sigara içme alışkanlığı olan kimselerde bu sorunun daha sık görüldüğü söylenebilir. Ameliyatla tükürük bezlerinin alınması da kuruluğu tetikler.
Diş çıkarmak bebeklik döneminin en kritik aşamaları arasında yer almaktadır. Bundan dolayı bebeklerde ilk diş çıkarma döneminde dikkatli davranmak gerekmektedir. Peki, bebeklerde ilk diş ne zaman çıkar? İşte merak edilen ayrıntıların tamamı!
Bebeklerde ilk diş genellikle 6. ayda çıkmaktadır. Bazı bebeklerin gelişimlerine bağlı olarak 4. Aydan itibarinde diş çıkarabilirler. Bebeklerde ilk diş süt dişler olarak adlandırılır. Çenenin içerisinde zaten mevcutta olan doğumda çene yapısında gizli olan dişlerdir. Bebek gelişimini tamamladıktan sonra 4 ila 8 aya kadar ilk dişler çıkmış olur.
Tamamen bebeğin gelişimine bağlı olarak çıkmaktadır. Çocuklarda 3 yaşa kadar toplamda 20 adet diş çıkması gerekmektedir. İlk ön dişler çıkmaya başlar ve en son azı dişler çıkar. Ön altlı üstlü 4 diş bahsettiğimiz 6 aylık dönemden itibaren çıkmaya başlayacaktır. İlk dişler genellikle ebeveynleri korkutur. Bebek aniden ateşlenir, özellikle boyun ve baş çevresinde ciddi ateş artışı söz konusudur.
Bebek bu dönemlerde huzursuz ve oldukça ağlamaklı olabilir. Anne babalar bu dönemlerin diş dönemi olduğunu kavramakta elbette zorluk çekecektir. Bebek normalde çok mutlu ve keyfi yerinde iken, aniden huzursuzluklar, ağlamalar ve ani ateşler bireyleri şaşkına çevirebilir. Bu dönemlere hazırlıklı olmak gerekmektedir.
Bebeklerde İlk Diş Ne Kadar Sürede Çıkar?
Altı aylık bebeklerin genel anlamlı bazı belirtileri göstermesi üzerine tecrübeli anneler ve bilir kişiler dişlerin yaklaşmakta olduğunu hemen anlayabilir. Ancak tecrübe sahibi olmayan ebeveynler genellikle bu dönemler neler olduğunu anlayamadığı İçin endişe duyabilirler. Bu bebeklerde ilk diş biraz sancılı gerçekleştiği için sizi biraz fiziksel yıpratan yorgunluk evresi denebilir. Bebeklerde ilk 6 ile 8 ay içerisinde üst ön dişler çıkmaktadır.
Diş çıkarma süreci gelişim ve bebeğin çene kemik yapısına bağlı olarak değişmektedir. İlk belirtilerden sonra en az 1 hafta en uzun ise 1 aya kadar diş çıkmış olur. Bebekler 6 ayda 4 süt diş çıkardığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Yani her bebek 6 ayda 4 tane süt dişini çıkarmış ve bu evreden kurtulmuş olur. Dişler belli düzene göre çıkabilir. Özellikle ilk, üst ön iki diş ve alt ön iki diş çıkar. Daha sonra gelişime bağlı olarak diğer dişler çıkmaktadır.
Anne karnında doğum evresindeki bebeğin çene yapısında süt dişleri zaten bulunmaktadır. Aslında dişler çeneye gizlenmiş denebilir. Doğumdan en az 4 en uzun 8 aya kadar bebek bu dişleri dönem dönem çıkarmaya başlar. 3 yaşına geldiğinde toplamda 20 adet diş mevcutta olur.
İlk Diş Belirtileri Nelerdir?
Bebekler 3. aydan sonra bazı nesneleri direk ağzına götürüp kavramaya başlar. 4. aydan itibaren ise, hafif hafif kaşımalar biraz salya problemleri başlayabilir. Bu bebeklerde ilk diş belirtileridir. Diğer belirtiler ise;
Aşırı huysuzluk
Uyku problemleri (uykuda huzursuzluk ve uyuyamama)
İştahsızlık (biberon ve meme reddi)
Kabızlık ya da ishal
Tükürük akıntısı (salya) yoğun bir artış
Kulak bölgesinde kaşıntı ve ağırlar
Ağız kenarlarında döküntüler
Boyun ve baş bölgesine ateş
Ateş ciddi bir belirtidir. Muhakkak kontrol altına alınmalıdır. Bebeğinizin ateşi 37,5 geçti ise doktor müdahalesi gerekmektedir. Hiç bekletmeden muhakkak en yakın bebek kliniğine götürüp muayene ettirmelisiniz.
Bebeklerde Hangi Dişler Ne Zaman Çıkar?
Bebeklerde ilk dişler, dişin bulunduğu yere göre farklı zamanlarda çıkmaktadır. Bu kapsamda bebeklerde ilk dişlerin çıkış zamanını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür;
Ön üst dişler genelede 6 ve 8 aylıkken
Yan üst dişler 9 ve 11 aylıkken
Köpek üst dişler 16 ile 20 aylıkken
Küçük üst azılar 12 ile 16 aylıkken
Büyük üst azılar 20 ile 30 aylıkken
Ön alt dişler 5 ile 7 aylıkken
Yan alt dişler 10 ile 12 aylıkken
Köpek alt dişler 16 ile 20 aylıkken
Küçük alt azılar 12 ile 16 aylıkken
Büyük alt azılar 20 ile 30 aylıkken
Bebeğimizin Diş Çıkarmak Üzere Olduğunu Nasıl Anlarız?
Bebekler normal dönemlerde gayet iştahı yerinde ve keyfi yerinde, mutlu bir şekilde devam ederken birden bu döngü tersine dönmektedir. Bebeklerde ilk diş süreçleri zorlu ve sancılı dönemler olmaktadır. Muhakkak diş belirtilerinin olup olmadığını kıyasladığınız zaman bebeğinizin diş çıkarıp çıkarmadığını anlayacaksınız. Damak yapısını sürekli kontrol edin. Gelmekte olan mucize kendisini orada da belli edecektir.