Diş enfeksiyonu nedir? Bir diş enfeksiyonu, diş yapınızın iç kısımlarına bakteri, plak veya diğer materyaller sıkıştığında meydana gelmektedir. Bu sorun, şişlik, ağrı ve bazen ateşe neden olan bir enfeksiyona yol açabilir.
Bundan dolayıdır ki diş enfeksiyonu gündeme geldiği zaman bu tarz sorunların vakit kaybetmeden tedavi edilmesi şarttır. Peki, can sıkıcı bir sorun olarak karşımıza çıkan diş enfeksiyonu nedir? Dahası tedavi edilmesi takdirde diş kaybıyla sonuçlanan diş enfeksiyonu nasıl tedavi edilmektedir? İşte bu sorulara dair ayrıntılı yanıtlar!
Diş Enfeksiyonu Nedir?
Diş enfeksiyonu, dişlerinize bakteri, plak veya diğer materyaller sıkıştığında ortaya çıkan enfeksiyonlardır. Dişlerde meydana gelen enfeksiyon şişlik, ağrı ve bazen ateşe neden olan semptomlara yol açabilmektedir. Bakteriler ağza girdiğinde ve çoğalmaya başladığında diş enfeksiyonunun ortaya çıkması için gerekli zemin de oluşmaya başlar.. Bu genellikle dişlerde plak oluşumundan kaynaklanmaktadır. Söz konusu plaklar dişleri minedeki küçük çatlaklardan veya talaşlardan giren mikroplara karşı daha duyarlı hale getirmektedir.
Dişlerde biriken bakteriler çatlamış bir dolgu veya dişteki diğer hasarlardan da girebilirler. İçeri girdiklerinde, hasarlı bölgenin etrafındaki diş etlerini tahriş eden ve ağızda şişlik, ağrı, kızarıklık ve hassasiyete neden olan toksinler üretirler. Bu da gayet doğal olarak dişlerde ağrılı durumların oluşmasını tetiklemektedir. Diş enfeksiyonu, dişinizin özünde oluşan bir enfeksiyondur. Genellikle bakteriler diş minesindeki küçük çatlaklardan veya açıklıklardan girdiğinde oluşmaktadır.
Eğer diş enfeksiyonuna dair bir riskiniz varsa sıcak veya soğuk yiyecek ve içeceklere karşı ağrı, şişlik, kızarıklık ve hassasiyet yaşayabilirsiniz. Aft yarası olarak da bilinen bir ağız yaranız varsa, yaranızın diş enfeksiyonundan mı yoksa başka bir şeyden mi kaynaklandığını söylemek zor olabilir. Tam da bu noktada diş enfeksiyonu belirtilerini dikkate almak durumundasınız. İşte diş enfeksiyonu belirtileri konusunda merak edilen ayrıntılar!
Diş Enfeksiyonunun Belirtileri Nelerdir?
Günümüz itibariyle bir diş enfeksiyonunun belirtileri, ne kadar şiddetli olduğuna bağlı olarak değişebilir. Aşağıda sıraladığımız belirtiler en yaygın bir şekilde karşımıza çıkan semptomlardır;
Ateş ve titreme
Yüz çevresinde şişlik
Diş etlerinizin etrafında şişme
Enfekte bölgenin çevresinde kızarıklık
Sert bir şeyi çiğnerken veya ısırırken ağrı
Sıcak veya soğuk yiyecek ve içecekleri yerken ağrı
Yiyecekleri çiğnerken veya sıcak sıvıları içerken ağrı
Enfekte alanın çevresinde kızarıklık veya renk değişikliği
Diş bölgesinden genellikle beyaz veya sarımsı renkte olan diş etlerinden irin akması
Görüldüğü üzere diş enfeksiyonu gündeme geldiği zaman karşımıza geniş kapsamlı belirtiler çıkmaktadır. Diş enfeksiyonu tedavi edilmezse daha ciddi sorunlara yol açabilir. Diş enfeksiyonları hem ağız sağlığınızı hem de genel sağlığınızı etkileyebilir. Ayrıca bu tür enfeksiyonlar çok yaygındır ve çok ağrılı olabilir. Diş çürüğü olarak da bilinen diş enfeksiyonları ağrı ve rahatsızlığa neden olabilir. Bunlara ağzınızdaki diş minesine ve dentinine saldıran bakteriler neden olur. Bakteriler, mineyi yiyip bitiren ve sonunda dentinin yumuşamasına neden olan bir asidin oluşmasına neden olmaktadır.
Diş Enfeksiyonu Nasıl Tedavi Edilir?
Diş ağrıları genellikle dişlerinizin mine ve dentin tabakalarını yiyip bitiren çürüklerden kaynaklanır. Çürük zamanında tedavi edilmezse kanal tedavisi hatta diş çekimi gibi daha ciddi sorunlara yol açabilir. Diş ağrısı geliştirirseniz, ağrıya neyin neden olduğunu belirleyebilmeleri ve uygun tedavi seçeneklerini önerebilmeleri için mümkün olan en kısa sürede diş hekiminizi ziyaret etmeniz önemlidir.
Mesela apseli bir azı dişiniz varsa, diş hekiminiz antibiyotikleri reçete etmeden önce bir şırınga kullanarak irini boşaltacaktır. Bu ilaçları birkaç gün kullandıktan sonra iyileşme olmazsa, diş hekiminiz bunun yerine başka bir antibiyotik almanızı önerebilir. Diş enfeksiyonu, dişi çevreleyen dokuların kök, sinir veya diş etini etkileyebilen iltihabi bir durumudur. Daha fazla komplikasyondan kaçınmak için mümkün olduğunca erken tedavi edilmesi gereken acı verici bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.
Diş enfeksiyonunun tedavisi noktasında diş hekiminiz size en doğru tanıyı ve tedaviyi uygulayacaktır. Burada doğru teşhis beraberinde doğru tedaviyi de getirecektir. Genellikle diş hekimleri bu tarz sorunların tedavi edilmesinde antibiyotik kullanımını önermektedir. Bir de profesyonel çapta diş temizliği hatta duruma göre ameliyat da önerebilmektedir. Tüm bu bilgiler ışığında diş enfeksiyonu tedavisi sürecinin son derece titiz bir süreç olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz.
Diş Enfeksiyonunun Tedavisinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Bir enfeksiyonu tedavi etmenin ilk adımı, hemen diş hekiminizi görmektir! Bu sayede diş hekiminiz ağzınızı muayene edecek ve aşağıdakilere dayalı olarak ne tür bir tedaviye ihtiyacınız olduğunu belirleyecektir:
Tıbbi geçmişiniz
Diş sağlığı geçmişiniz
Belirtilerinizin şiddeti
Diş enfeksiyonu tedavisi, enfekte dişin derinlemesine temizlenmesini ve çıkarılmasını içermektedir. Enfeksiyon şiddetliyse veya ağzınızın diğer bölgelerine yayılmışsa diş çekimi önerilebilir. Çoğu durumda, diş enfeksiyonları evde düzenli fırçalama ve diş ipi ile tedavi edilebilir. Bununla birlikte, ağız enfeksiyonunuz varsa, mümkün olan en kısa sürede bir diş hekimine görünmeniz önemlidir. Diş hekiminiz, ağızda enfeksiyon olup olmadığını ve ne tür bir tedaviye ihtiyaç olduğunu belirlemek için birkaç test yapacaktır.
Diş enfeksiyonlarının birçok farklı türü vardır. En yaygın olanı diş etlerinin iltihaplanıp şiştiği diş eti iltihabıdır. Diş çürüğü veya diş çürüğü, dişlerde plak biriktiğinde ve boşluklara neden olduğunda ortaya çıkan başka bir diş enfeksiyonu türüdür. Bir diş enfeksiyonunu tedavi etmek, sahip olduğunuz enfeksiyonun türüne ve ne kadar ilerlemiş olduğuna bağlıdır. Bazı durumlarda diş enfeksiyonları evde iyi ağız hijyeni uygulamalarıyla tedavi edilebilir, ancak tedavi edilmezse ileride daha ciddi sorunlara yol açabilirler.
Diş sağlığı tüm insanlar için oldukça önemli ve dikkat edilmediği takdirde ciddi problemleri beraberinde getiren bir durumdur. Diş sağlığı için en faydalı besinler tüketilerek diş ve diş eti sağlığını korumak oldukça kolay olmaktadır.
Özellikle ülkemizde ve dünyada diş ve dişeti hastalıkları en yaygın karşılaşılan rahatsız bunlar arasında yer almaktadır. Özellikle diş sağlığında meydana gelen bozulmalar veya işleyişinde ortaya çıkan aksamalar sadece dişlerin kötü görünüme sahip olmasını ya da diş ağrısı yaşamasını değil aynı zamanda vücudun diğer organlarının etkilenmesini de sağlamaktadır.
Günümüzde hızla artan değişik beslenme tarzı nedeniyle diş ve ağız sağlığı bu durumdan olumsuz etkilenmektedir.
Dişlere Faydalı Yiyecekler
Dişlere faydalı yiyecekler tüketerek diş sağlığını ve aynı zamanda ağız sağlığını koruyarak vücudun diğer organlarının işleyişini de korumak mümkün olmaktadır. Özellikle dişler üzerinde faydalı etki sağlayan ve diş etini güçlendiren besinler şöyle sıralanabilir;
Portakal
Elma
Ispanak
Çilek
Brokoli
Ananas
Kırmızı biber
Ayva
Bu besinlerin düzenli olarak tüketilmesi halinde diş sağlığı çok daha iyi hale getirilebilir ve böylece diş çürümeleri ya da diş ağrıları gibi problemler ortadan kalkabilir.
Diş Sağlığı İçin Neler Yapmalıyız?
Diş sağlığı için neler yapmalıyız? Sorusu da özellikle son yıllarda artan diş hastalıkları nedeniyle birçok kişi tarafından merak edilmektedir. Bu noktada diş sağlığını korumak için diş etini güçlendiren besinler tüketmek ve aynı zamanda dişleri güçlendirmek için vitamin kullanmak oldukça önemlidir.
Bunun yanı sıra mutlaka karbonhidrat içeren besinlerden mümkün olduğunca uzak durulması gerekmekte olup vitaminlerin ve proteinlerin daha fazla miktarda alınması gerekmektedir.
Diş taşlarının oluşması için ise özellikle renkli meyve ve sebze tüketimi yapılması özellikle kivi, kavun, portakal gibi sebzelerin düz sen ne olarak tüketilmesi gerekmektedir.
Diş Etlerini Güçlendirmek İçin Vitaminler
Diş etlerini güçlendirmek için vitaminler içerisinde özellikle c vitamini oldukça önemli bir yere sahip olsa da a, b, e, d ve k vitaminleri de oldukça önemli bir yere sahiptir. Özellikle besinlerden alınan vitaminlerin yeterli miktarda olmaması halinde mutlaka vitamin takviyeleri kullanmak gerekmektedir.
Diş etlerini ne güçlendirir? Sorusuna da bu noktada diş etlerini güçlendirmek için vitaminler ve bazı meyve ve sebzelerin tüketilmesi gerektiğini söylemek mümkündür.
Diş Çürüğüne İyi Gelen Besinler
Diş çürüğüne iyi gelen besinler içerisinde ise özellikle dişlerin mineral bakımından en çok kalsiyuma ihtiyaç duyduğunu göz önünde bulundurursak mutlaka içerisinde kalsiyum ve fosfat bakımından zengin olan besinlerin tüketilmesi gerektiğini söylemek mümkündür.
Kalsiyum ve fosfat bakımından zengin olan besinler içerisinde ise özellikle yoğurt, süt ve peynir gibi ürünler yer almakta olup bu besinlerin düzenli olarak tüketilmesi halinde dişler korunmakta ve çürük oluşumu engellenmektedir.
Peynirin sahip olduğu bazik özellik sayesinde ağızda bulunan asidik ortam nötrlenmekte ve böylece ağızda görülen asitler diş çürüğüne neden olmadan ortadan kalkmaktadır.
Dişlere İyi Gelen İçecekler
Diş sağlığını korumak için tüketilmesi gereken bazı besinler ile birlikte sıvı olarak da tüketilmesi gereken bazı ürünler bulunmaktadır. Özellikle dişlere iyi gelen içecekler içerisinde vücudun olmazsa olmaz sıvı kaynağı olan içme suyu mutlaka önerilen miktarda gün içerisinde tüketilmelidir.
Bunun yanı sıra yeşil çay ve bitkisel çay tüketimi de içerisinde yer alan antioksidanlar ve anti bakteriyel özellik sayesinde diş ve diş eti sağlığını korumakta ve özellikle bunların şekersiz olarak tüketilmeleri halinde dişlerde çürümeyi de büyük oranda engellediği bilinmektedir.
Bonding tedavisi farklı aşamalardan oluşur. Bonding tedavisinin yapılması esnasında karşılaşılan farklı aşamalar ve gerekçeler vardır. Estetik gülüş elde edebilmek için yapılabileceği gibi diş üzerinde ortaya çıkan problemleri gidermek için de bonding tedavisi tercih edilebilir. 8 farklı madde ile bonding tedavisinin detaylarını liste haline getirdik. Bu kapsamda:
Sebepler
Yapılma yöntemi
İyileşme süresi
Kullanım ömrü
Diş rengine etkisi
Seans sayısı
Uygulandığı dişler
Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamı
Hakkında bilgiler hazırlanmıştır.
Bonding’in Yapılma Sebepleri
Bonding yaptırma nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
Boşluk: Dişlerin arasında oluşan boşlukları tedavi etmek, kapatmak için yaptırılabilir.
Renk: Diş renginin sararması, yeşillenmesi, morarması ve bunlara benzer sağlık kaybını gösteren renklere bürünmesi sonucunda normal rengine dönebilmesi için bonding uygulanabilir.
Şekillendirme: Dişlerde meydana gelen bozukluk, şekil hasarları ve bunlara benzer sorunların giderilmesi için yapılır.
Bondgin Uygulamasının Yapılışı
Bonding yapılışı için izlenen adımlar vardır. Bu adımlar şu şekilde açıklanabilir:
Dişlerin Hazırlanması: Dişlerin temizlenmesi ve operasyona hazırlanması için gereken ilk aşamadır. Gerekli planlama bu aşamada yapılır ve ihtiyaçlar belirlenir.
Bonding Malzemelerinin Hazırlanması: Bonding işlemi için gereken tüm malzeme ve ekipmanların hazırlandığı süreçtir.
Bonding Uygulaması: Hazırlık aşamasında yapılanlar, uygulama aşamasında diş yüzeyine geçirilir.
Şekillendirme: Bonding’in tam olarak hazırlanabilmesi için alınan ölçülere göre kesme ve biçimlendirme yapılır.
Parlaklık Kazandırma: Bonding uygulaması yapıldıktan sonra parlaklık ve renk dengesini sağlamak için uygulanan son aşamadır.
Bonding Uygulamasının İyileşme Süresi
Bonding iyileşme süreci yapılan bakım ile paraleldir. Uygulamadan sonra uzman diş hekimleri tarafından tavsiye edilen bakım aşamaları yapıldığı takdirde daha kısa sürede iyileşir. Bonding uygulaması esnasında kişiler herhangi bir ağrı ya da acı hissetmezler. Genel anestezi diğerine lokal anestezi uygulanarak yapılan bir işlemdir. Çoğunlukla kişiler ortalama bir haftanın ardından bonding uygulaması ile hayatlarına devam edebilir. Bazı kişilerde bu süre 3 gün sürerken, bazı kişilerde ise yapılan işleme bağlı olarak daha uzun iyileşme süreci ile karşılaşılabilir.
Bonding Uygulamasının Ömrü
Bonding kullanım süresini etkileyen faktörler vardır. Bonding uygulaması yaptırmak isteyen kişilerin öncelikli olarak genel sağlık durumlarının incelenmesi gerekir. Bonding yapıldıktan sonra bazı kişilerde 5 yıl, bazı kişiler de ise 10 yıl boyunca kullanılması mümkündür. Ortalama olarak 7 yıl boyunca bonding uygulaması etkisini devam ettirir. Diş, ağız, çene sağlığı için gerekli bakımlar yapıldığında bonding 10 sene boyunca etkisini koruyabilir.
Bonding Uygulamasının Diş Rengine Etkisi
Bonding uygulaması ve diş rengi arasında bağlantı bulunmaktadır. Diş renklerinin değişmesine sebep olan birçok unsur vardır. Özellikle kötü beslenme alışkanlığı, sigara ve alkol gibi ürünlerin kullanılması, dişlerin renginin değişmesine sebep olur. Diş renginin zaman içerisinde kötü alışkanlıklardan ya da sağlık sorunlarından dolayı değişmesi ise diş beyazlatma uygulamasıyla giderilebilmektedir. Bonding uygulaması dişlerin renginin değiştirilmesine yardımcı olur.
Bonding Uygulamasının Seans Sayısı
Bonding seans sayısı çoğunlukla tektir. Tek seans ortalama 60 dakika sürer ve bu süreç içerisinde gerekli tüm uygulamalar uzman diş hekimleri tarafından yapılır. Bonding uygulaması için eğer gerekli görülür ise seans sayısı arttırılabilmektedir. Ancak çoğunlukla bonding seans sayısı birden oluşur. Bondingtedavisi yaptıracak kişiler 60 dakikalık tek seans ile istedikleri sonuca ulaşabilir. Bonding etkisini kaybettikten sonra uygulama 5 ila 10 yıllık sürecin ardından yeniden yaptırılabilmektedir.
Bonding Yapılan Dişler
Bonding dişleri çoğunlukla ön dişlerdir. Bonding uygulaması yaptırmak isteyenlerin öncelikli olarak ön muayene olmaları gerekir. Ön muayene aşamasında bonding in hangi dişlere yapılması gerektiği ortaya çıkarılır. Bu estetik uygulaması çoğunlukla ön dişlere uygulanan bir metottur. Ancak arka dişlere uygulanması gerektiğinde de eğer genel sağlık durumu ve ağız yapısı uygun ise arka dişlere de bonding tedavisi uygulanabilir.
Bonding Uygulaması SGK Kapsamı
Bonding SGK karşılaması ile yapılabilmektedir. Devlet hastanelerinde ve devlete bağlı açılan diş hastanelerinde bonding tedavisi yapılabilmektedir. Bonding tedavisi yapılırken her ne kadar sonraki süreç için SGK desteği olsa da işlemden ek ücret alınması mümkündür.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bonding uygulamasının ödemesi yapılabilmesi için operasyonun zorunlu olması gerekir. Tedavinin zorunlu olması ve tek tedavi yöntemlerinden birinin bonding uygulaması olması beklenir. Aksi takdirde bonding masrafları SGK tarafından karşılanmaz.
Restoratif diş tedavisi, hasar görmüş, çürümüş veya kırılmış dişleri düzeltmeye odaklanan bir diş hekimliği alanıdır. Restoratif diş hekimleri, ister bir dişinizi, ister hepsini diş eti hastalığı veya diğer diş rahatsızlıkları nedeniyle kaybetmiş olun, gülümsemenizin tekrar harika görünmesini sağlamak için çeşitli teknikler kullanmaktadır.
Restoratif diş hekimleri, diş implantlarına, kronlara ve köprülere, kaplamalara ve diğer kozmetik prosedürlere ihtiyaç duyan hastalarla çalışmaktadır. Ayrıca travma veya hastalık nedeniyle dişlerini kaybetmiş hastalara da restoratif tedavisi uygulayan hekimler bakmaktadır.
Restoratif Diş Tedavisi Nedir?
Restoratif diş tedavisi, çürük veya hasar görmüş dişleri tedavisi sürecini içine almaktadır. Bir dişin kazayla kırılması veya diş eti hastalığı nedeniyle bazı dişlerin kaybedilmesi durumlarında bu tarz tedaviler devreye girmektedir. Restoratif diş tedavisinde diş hekiminiz, ağzınızın muayenesine ve dişlerinizin durumuna göre ne tür bir tedaviye ihtiyacınız olduğuna karar verecektir. Böylece tedavi süreciniz de dişinizin durumuna göre yönetilmesi mümkün olacaktır.
Restoratif diş hekimleri, kronlar ve köprüler, kaplamalar, implantlar ve periodontal cerrahi gibi hem kozmetik hem de rekonstrüktif prosedürleri uygulamak üzere eğitilmiştir. Ayrıca dişlerinize ve diş etlerinize nasıl bakmanız gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunurlar. Restoratif diş tedavisi gündeme geldiği zaman karşımıza son derece titiz bir süreç çıkmaktadır. Bu sürecin başarılı bir şekilde yönetilmesi için alanında uzman olanlardan hizmet almak şarttır.
Restoratif Diş Tedavisi Nasıl Yapılır?
Restoratif diş tedavisinde ilk adım, neyin düzeltilmesi gerektiğini belirlemektir. Bu, hastanın dişlerini ve diş etlerini incelemenin yanı sıra gerekirse röntgen ve diğer taramalar gibi testler yapmayı içermektedir. Sorun teşhis edildikten sonra diş hekiminiz ihtiyaçlarınıza ve bütçe kısıtlamalarınıza göre sizin için bir tedavi planına karar verebilir.
Restoratif diş tedavisi, dişlerin onarımı, değiştirilmesi ve restorasyonu ile ilgilenen diş hekimliği dalıdır. Bu tarz tedaviler genellikle “kozmetik diş hekimliği” veya “estetik diş hekimliği” olarak adlandırılmaktadır. Burada restoratif diş tedavisinin son derece geniş kapsamlı bir faaliyeti içerdiğini rahatlıkla ifade edebiliriz.
Restoratif diş hekimliği, diş hastalıkları, travma veya estetik sorunlardan zarar görmüş dişlerin onarımı ve değiştirilmesine odaklanan diş hekimliği dalı olarak tanımlanmaktadır. Bu, hasarlı veya çürümüş diş yapısının çıkarılmasını, kanal tedavisini ve diş kronlarının, köprülerin ve protezlerin yerleştirilmesini içermektedir. Dolayısıyla restoratif diş tedavisi sürecini son derece kapsamlı bir süreç olduğunu rahatlıkla ifade etmek de mümkün olmaktadır.
Restoratif Diş Hekimliği Nedir, Neden Önemlidir?
Restoratif diş hekimliği, dişlerin restorasyonu ile ilgilenen diş hekimliği dalıdır. Restoratif diş hekimliğinin ana hedefi, dişlerin fonksiyonel, estetik ve fiziksel bütünlüğünü geri kazandırmaktır. Restoratif diş hekimliği, hasarlı dişler için fonksiyonel ve estetik bir çözüm sağlamakla ilgilenir. Eksik dişleri değiştirmek için köprüler ve protezler dahil olmak üzere çeşitli restoratif seçenekler mevcuttur.
Restoratif diş hekimliği, diş kronları, kanal tedavisi veya diğer restoratif tedavilerle tedavi edilmiş zayıf veya hasarlı dişleri kaplamak için üst düzeyde hizmeti ortaya koymaktadır. Ayrıca, kırık dişleri eski haline getirmek, çiğneme işlevini iyileştirmek ve dişlerinizin köklerine daha fazla zarar gelmesini önlemek için de restoratif diş hekimliğinin devreye girdiğini rahatlıkla ifade edebiliriz.
Restoratif diş tedavisi veya diş restorasyonları, hasarlı veya kayıp dişleri değiştirmek için kullanılan bir diş hekimliği kategorisidir. Günümüz itibariyle eksik dişlerin yerine kullanılabilecek birçok farklı restorasyon türü vardır. Dişlerinizi eski haline getirmek için tedavi seçenekleri, genel ağız sağlığınızın yanı sıra diş kaybınızın türüne ve konumuna bağlı olacaktır.
Restoratif Diş Tedavisinin Kapsamı ?
Restoratif diş tedavisi, dişleri doğal görünümlerine ve işlevlerine kavuşturan bir diş tedavilerini kapsamaktadır. Bu kapsamda restoratif diş tedavilerinde, dişleri restore etmek için dolgular, kuronlar, köprüler, implantlar ve diğer malzemelerin kullanılması mümkün olmaktadır. Eksik diş durumunda, protez oluşturmak için restoratif diş tedavisinin devreye girdiği durumlar da mevcuttur.
Hasar görmüş bir dişiniz varsa, restoratif diş hekimliği, hasarı onararak ve dişinizin işlevini eski haline getirerek onu kurtarmanıza yardımcı olabilir. Dolayısıyla günümüz koşullarında restoratif diş tedavisi gündeme geldiği zaman karşımıza geniş kapsamlı bir faaliyet alanının çıktığını rahatlıkla ifade edebiliriz. Tam da bu noktada restoratif diş tedavisinde aşağıdaki uygulamalar devreye girmektedir;
Diestema olarak isimlendirilen dişlerin arasındaki boşluğun kapatılması
Genel olarak restoratif diş tedavileri denilince aklınıza gelen ilk şey muhtemelen kuron veya dolgu gibi işlemler gelmektedir. Ancak, bu kategoriye giren daha pek çok farklı tedaviler vardır. Kronlar, protezler, inleyler ve onleyler de restoratif diş tedavilerinin içeriğinde yer almaktadır.
Kronlar çürüme veya kırılma nedeniyle zayıflamış bir dişi restore etmek için kullanılmaktadır. Diş Protezleri; genellikle diş etlerinize uyan plastik tepsilerle eksik dişleri değiştirmek için kullanılır. İnleyler ve onleyler çürüme veya kırılmadan kaynaklanan hasarı onarmak için dişin ortasına yerleştirilmektedir. Bu tarz hizmetlerin tamamı geniş kapsamlı bir hizmet alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Restoratif Diş Tedavisinin Uygulama Alanları ?
Restoratif diş tedavisi, dişlerin ve ilgili yapıların restorasyonunu uzmanları tarafından uygulanmaktadır. Diş hekimi bu alanda ileri düzeyde eğitime sahip olmak durumundadır. Bu tarz uygulamaların sorunsuz bir şekilde hayata geçirilmesi için hem alanında uzman bir ekibe hem de üst düzeyde teknik donanımların bulunduğu klinik ortamına ihtiyaç duyulmaktadır.
Restoratif diş hekimleri sıklıkla diş çürüğü, periodontal hastalık ve travma ile ilgili sorunları olan hastalara hizmet vermektedir. Ayrıca kaplama gibi daha kozmetik işlemlerde de restoratif diş hekimleri devreye girmektedir. Restoratif diş hekimliğinin amacı, doğal yapı ve görünümlerini koruyarak dişlere fonksiyon ve estetik kazandırmaktır. Dolayısıyla bu tür hizmetler sayesinde göz alıcı bir estetik görselliğe sahip olmak da mümkün olmaktadır.
Neden diş ipi kullanmalısınız; Diş ipi, çürükleri ve diş eti hastalıklarını önlemenin en etkili yollarından birisidir. Ayrıca diş ipi; dişlerinizin arasından fırçalamanın ulaşamadığı yemek artıklarını temizlemeye yardımcı olmaktadır. Pek çok uzman günlük ağız hijyeni rutininin bir parçası olarak her gün diş ipi kullanılmasını önermektedir. Zira diş ipinin kullanımı beraberinde önemli kazanımları getirmektedir. Peki, neden diş ipi kullanmalısınız? Dahası diş ipini nasıl kullanmalısınız? İşte bu sorulara dair ayrıntıların tamamı!
Diş ipi, dişlerinizin arasını temizlemek için kullandığınız plastik veya mumlu iplikten yapılmış ince bir iptir. Doğru kullanıldığında, diş fırçası kıllarının ulaşamadığı dişler arasında ve diş eti çizgisinin altındaki plağı önlemek konusunda oldukça etkilidir. Diş ipini fırçalamadan önce kullanmak önemlidir. Çünkü daha sonra fırçalanabilecek yiyecek parçacıklarını giderecektir. Geride bırakılırsa bu parçacıklar dişlerinizin arasına yerleşebilir ve zamanla diş çürümesine veya diş eti hastalığına neden olabilir. Dişlerinizin daha sağlıklı olmasını sağlamak için mutlaka diş ipi kullanmalısınız.
Diş İpi Nedir, Neden Önemlidir?
Diş ipi, naylon veya özel malzemelerden yapılmış yumuşak, ince özel tasarım bir iptir. Dişlerin arasından ve diş eti çizgisinin altından yemek artıklarını çıkarmak için kullanılır. Optimal ağız sağlığı için diş ipi diş fırçaları ile birlikte kullanılmalıdır. Diş ipinin kullanımı zor olabilir! Bu nedenle diş ipinin nasıl düzgün kullanılacağını bilmek önemlidir. Diş ipini doğru kullanmayı öğrendiğinizde ağız hijyeninizi iyileştirebilir, diş eti hastalıklarını ve çürüklerini önleyebilirsiniz.
Diş eti hastalığı, dişlerinizde ve diş etlerinizde plak biriktiğinde ortaya çıkar. Plak, soda veya meyve suyu gibi şekerli veya asidik bir şey yediğinizde veya içtiğinizde dişlerinizde oluşan bakteri ve diğer mikroplardan oluşur. Bu plak, düzenli fırçalama ve diş ipi ile günlük olarak temizlenmezse zamanla sertleşerek tartar haline gelir. Diş ipi kullandığınız zaman bu tarz sorunları da bertaraf edersiniz.
Diş İpi Kullanmanın Avantajları Nelerdir?
Düzenli olarak diş ipi kullanmak plak oluşumunu azaltarak ve diş çürümesini, diş eti iltihabını ve periodontal hastalığı önleyerek ağzınızın sağlıklı kalmasına yardımcı olmaktadır. Çoğu insan gibiyseniz, muhtemelen diş hekiminiz size söyleyene kadar diş ipi kullanmamışsınızdır. Neyse ki diş ipinin nasıl kullanılacağını öğrenmek kolaydır. Üstelik diş etinin faydalarına baktığımız zaman; bu tür işlemi yapmak her zaman önemli kazanımları da beraberinde getirmektedir.
Diş ipi, diş aralarını temizlemek için kullanılan ip benzeri bir malzemedir. Diş fırçasının ulaşamadığı dişler arasındaki ve diş eti çizgisinin altındaki plağı çıkarma özelliğine sahiptir. Alanında uzman olan diş hekimleri ağzınızı sağlıklı tutmak için fırçalama ve diş ipi ile birlikte diş arası temizliği adı verilen bir yöntemin kullanılmasını önermektedir.
Diş ipi kullanmak, ağzınızın tek başına fırçalamanın ulaşamadığı ulaşılması zor bölgelerindeki plakları kaldırarak diş eti hastalıklarını önlemeye yardımcı olmaktadır. Bu alanlarda zamanla plak birikebilir ve düzenli olarak çıkarılmazsa diş eti hastalığına yol açabilir. Plak, şekerli yiyecek veya içecekleri yedikten veya içtikten sonra bakterilerin dişlerinizde kalan yiyecek parçacıklarıyla karışmasıyla oluşur.
Dişlerde oluşan plaklar, bakterilerin oluşmasına neden olmaktadır. Bakteriler, gıdalardaki şekerleri sindirdiklerinde asit üretirler ve bu asitler, uzun süre kontrol edilmeden bırakılırsa diş minenizin koruyucu yüzeyine zarar verebilir. Diş ipi, dişlerinizin arasındaki plak ve kalıntıları temizlemenin etkili bir yoludur; bu da boşlukları, diş eti çekilmesive diş çürümelerini önlemeye yardımcı olacaktır.
Neden Diş İpi Kullanmak Önerilmektedir?
Diş ipi, dişlerinizi sağlıklı tutmak için en etkili araçlardan birisidir. Özellikle düzenli bir alışkanlık olarak diş ipi kullanmıyorsanız; her gün diş ipi kullanmayı hatırlamak zor olabilir. Ancak diş ipini kurallara uygun bir şekilde kullanıyor olmanız beraberinde önemli kazanımları getirmektedir. Diş ipini kullandığınız zaman kötü ağız kokusunu önlediğiniz gibi dişlerinizi diş eti hastalıklarından da korursunuz.
Diş ipi kullanmak kötü nefesi azaltır. Düzenli olarak diş ipi kullanmazsanız, yiyecek parçacıkları dişlerinizin arasında ve diş etlerinizin altında kalır. Bu da gayet doğal olarak ağız kokusuna neden olabilir. Diş ipi kullanmak, bu parçacıkların çıkarılmasına ve ağız kokusuna katkıda bulunmamaları için bunları ağzınızdan tamamen çıkarmaya yardımcı olmaktadır.
Diş ipi kullanımı diş eti hastalıklarını önler. Diş eti hastalığı; dişlerin etrafındaki yumuşak doku plak oluşumundan zarar gördüğünde ortaya çıkar. Bu durum, uzun süre tedavi edilmediği takdirde diş kaybı ve hatta ölüm gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Diş ipi kullanımı, dişler arasındaki plağın çıkarılmasına yardımcı olur. Böylece diş eti hastalığına veya diş eti hastalığına yol açan zararlı düzeylerde birikmez.
Diş şeffaflaşması nedenleri söz konusu olduğu zaman karşımıza çok sayıda farklı sebep çıkmaktadır. Bu aşamada ilk önce diş şeffaflaşmasının ne demek olduğunu biliyor olmak, bu tarz sorunlarla baş etmek konusunda elimizi güçlendirecektir. Peki, diş şeffaflaşması nedir? Diş hastalıklarının belirtisi olarak karşımıza çıkan diş şeffaflaşması nedenleri nelerdir? İşte merak ettiğiniz ayrıntılar!
Diş Şeffaflığı Nedir?
Şeffaf olan dişler, ciddi diş hastalıklarının bir göstergesi olabilir. Diş şeffaflığı, dişlerin normalden daha şeffaf hale gelmesi durumu olarak tanımlanmaktadır. Bu, mine hipoplazisi, dentinogenez imperfekta veya diğer koşullara bağlı olarak gelişebilmektedir. Florozis veya tütün kullanımı ile lekelenen dişler de yarı saydam hale gelebilir. Bu pek de istenmeyen bir durumdur!
Diş minesindeki erozyondan kaynaklana diş şeffaflığı, dişin renginin koyulaşmasına neden olan mine ve dentin yoğunluğunun artmasıyla oluşmaktadır. Bu arada diş minelerinin insan vücudundaki en güçlü yapı olduklarını hatırlatmakta fayda vardır. Ancak bu sağlam yapı bile bazı durumlarda zayıflayabilmektedir. Peki, diş şeffaflığının nedenleri nelerdir? İş detaylar!
Diş Şeffaflaşması Nedenleri Nelerdir?
Diş şeffaflığına, diş minesi ve dişin ana yapısal bileşenlerinin içinde anormal florür birikimini ifade eden floroz adı verilen bir durum neden olmaktadır. Florozun en yaygın nedeni, çocukluk döneminde aşırı florür tüketimidir. İçme suyundan flor alımının yanı sıra florür içeren diş ürünleri, takviyeler ve ağız hijyeni amacıyla kullanılan topikal preparatlar gibi başka kaynaklar da vardır. Bu durum, genetik, sağlık koşulları ve yaşam tarzı alışkanlıkları gibi diğer faktörlerden dolayı da ortaya çıkabilir.
Diş şeffaflığına dentinogenez imperfekta ve mine hipoplazisi gibi genetik bozuklukların yanı sıra enfeksiyonlar, travma ve kötü ağız hijyeni neden olabilir. Esasında burada kesin neden, bireysel duruma bağlıdır. Diş çürümesi ve erozyonu teşvik eden şekerler ve asitli gıdalar gibi diyet faktörleri de diş şeffaflaşması nedenleri arasında yer almaktadır. Bütün bu bilgiler ışığında aşağıda sıraladığımız sebepler; diş şeffaflaşmasının nedenleri arasında yer almaktadır;
Kalıtsal hastalıklar
Dişlerde ufalanma veya çatlama gibi travmalar
Hamilelik veya menopoz gibi hormonal değişiklikler
Bazı ilaçlar da kullanılan ilacın türüne bağlı olarak dişlerin şeffaf veya opak olması
Bir dişin üç katmanı vardır. Bunlar dış mine, iç dentin ve kök pulpa dokusudur. Diş şeffaflığı, bu katmanlardan herhangi birinde veya üçünde birden bir sorun olduğunda ortaya çıkabilir. Özellikle ilaç kullanımlarından kaynaklı olarak şeffaflaşan diş sorunuyla sıklıkla karşılaşmak mümkün olmaktadır. Örneğin, bazı antibiyotikler, dişlerinizi daha saydam hale getirebilirken, penisilin dişlerinizi daha opak hale getirebilir.
Diş şeffaflığı, diş minesinin tam olarak oluşmadığı bir durumdur. Birkaç faktörden kaynaklanabilir, ancak en sık genetik yatkınlığı olan çocuklarda görülür. Dişlerdeki mine ağzınızdaki en sert dokudur ve alttaki dentini korur. Dentin, dişleri desteklemek ve korumak için gerekli olan sinirleri, kan damarlarını ve bağ dokusunu içermektedir. Burada bir şeffaflaşma oluşması, dişleri de zayıflatacaktır.
Bazı insanlar, diş şeffaflığı geliştirmelerini diğerlerinden daha olası kılan genlerle doğarlar. Bu, her iki ebeveynde de bu durum olmasa bile olabilir. Çünkü her ebeveynde iki grup gen vardır. Çocuklarına yalnızca bir gen çifti geçebilir. Bir de bazı hastalıkların diş şeffaflaşmasını tetiklediğini rahatlıkla ifade edebiliriz. Çölyak hastalığı veya Down sendromu gibi bazı hastalıklar diş oluşumunda sorunlara neden olabilir.
Diş Şeffaflığının Belirtileri Nelerdir?
Diş Şeffaflığınız varsa, dişlerinizin yarı saydam veya şeffaf göründüğünü fark edebilirsiniz. Dişlerinizin arasında beyaz bilyeler yerine şeffaf bilyeler varmış gibi görünebilir! Aşağıdaki belirtiler diş şeffaflığı söz konusu olduğu zaman karşımıza çıkmaktadır;
Tutarsız diş rengi
Dişlerde beyaz lekeler
Dişlerde ağrısız kırıklar
Yiyecekleri düzgün çiğnememe
Dişlerde sararma veya kahverengimsi lekeler
Her diş yüzeyinde bantlar olarak görünen renk değişikliği
Bütün bu bilgiler ışığında diş şeffaflığı, dişlerde renk değişikliğine ve hassasiyete yol açabilen bir durumdur. Dişler normalde yarı saydamdır. Ancak opak olduklarında diş hastalıklarının veya travmanın bir göstergesi olabilir.