Halk arasında ağız yarası olarak bilinen aft ağız içinde sıklıkla görülmektedir. Bu yaralar toplumda her beş kişiden birinde görülmektedir. Bu yaralara neyin sebep olduğu tam olarak bilinmese de çeşitli faktörlerin bu yaraların oluşmasına sebebiyet vereceği araştırmalar sonucunda kanıtlanmıştır.
Aft dental çalışmalar sonucunda olabileceği gibi, yanlış ve sert diş fırçalama ve yanak ısırma sonucunda da oluşabilir. Kişilerin çikolata, kahve yüksek asitli ve baharatlı gıdalara karşı hassasiyetlerinin olması da aft oluşumunu tetiklemektedir.
Yapılan klinik araştırmalara göre demir, folik asit, B12 ve çinko gibi vitamin ve mineral eksiklikleri de ağız yaralarının başlıca nedenlerindendir. Bunların dışında regl dönemindeki hormonel değişimler de aft oluşumuna sebebiyet vermektedir.
Tüm bunlara ilaveten yanak ısırması ve yemek yerken dikkat edilmemesi aft oluştur. Bunun önüne geçmek için çok sıcak besinlerden uzak durmak gerekmektedir. Ortodontik tedavilerde kullanılan diş tellerine de dikkat etmek gerekmektedir.
Bu teller de enfeksiyona sebep olmaktadır. Vücudunuzun bağışıklık sistemini etkileyen kronik rahatsızlıklarınız da aft oluşumuna sebebiyet vermektedir. Ağız içi yaralarınızla ilgili detaylı bilgi almak için hekiminizle görüşmeniz gerekmektedir. Yıl içerisinde üç kereden fazla gerçekleşen ağız yaralarınızın altında yatan sebep için muhakkak doktorunuza danışmalısınız.
İlgili Link: Ağız ve Diş Sağlığı
Aft Oluşumu Nedir?
Aftın diğer adı aftöz ülserdir. Ağız içinde oluşan ağrılı yaralara verilen genel bir addır. Ortası beyaz, kenarları da kırmızı yapıdadır. Dilde, diş etinde, damakta ve ağzın hassas bölgelerinde görülmektedir. Kişinin bir şeyler yiyip içmesine engel olduğu gibi konuşurken acı çekmesine de sebebiyet verir. Yarattığı hassasiyet ve acı hissinden dolayı hastanın gülümsemesine dahi engel olmaktadır. Ağız hastalıkları incelendiğinde en sık görülen ağız sağlığı problemi olduğu söylenebilir.
Halk arasında ağız yarası olarak nitelendirilen aft, istatistiklere göre toplumun %20’sinde görülmektedir. Kadınlarda ise daha sık görüldüğü bilinmektedir. Aft oluşumunun çeşitli sebepleri olmakla beraber acı ve yanmaya sebebiyet vererek kişinin hayatını olumsuz etkilemektedir.
Aft teşhisi için bir doktora başvurmak önemlidir. Çünkü aft oluşumunun değerlendirilmesinde kişinin yaşı, ağız içindeki yaranın yapısı ve ne kadar sürdüğü gibi faktörler önem arz etmektedir. Aft bulaşıcı bir hastalık değildir.
Ağzın tek bir bölümünde görülebildiği gibi birden fazla noktada da görülebilmektedir. Genellikle kısa sürede iyileştiği bilinse de derin aftların iyileşme süresinin 1-1,5 ayı bulabildiği görülmektedir. Çoğunlukla düzensiz aralıkla çıkar ve birkaç hafta içerisinde iyileşir. Oluşumunu tetikleyen faktörlerin incelenmesi ve buna göre bir tedavi uygulanması önemlidir.
Aft Çeşitleri Nelerdir?
Ağız yaralarının üç çeşidi bulunmaktadır. Bunlar minör, majör ve herpetiform olmak üzere üçe ayrılmaktadır.
- Minör aft: Birkaç mm çapında olan küçük ağız yaralarıdır. En yaygın görülen ağız yarası türüdür. Tek ya da çok sayıda görülebilmekle birlikte hastaların %85’inde görülen türdür. Genellikle yüzeyseldir ve bir iki hafta içerisinde iyileşmektedir. İz bırakmayan, kendiliğinden iyileşen ve yüzeysel olan yaralardır.
- Majör aft: Minör aftlara göre daha boyutları daha büyük olmakla beraber boyutları yaklaşık olarak 1 cm’den büyüktür. Şekilleri ise düzensizdir. Majör aftlar nadiren görülen ağız yarası türüdür. İyileşme süreleri minör aflara göre çok daha uzundur. Ortalama 2-6 hafta içerisinde iyileşir. Majör aftlar hastanın sosyal hayatını etkilemektedir. Çünkü oldukça ağrılı ve acılı ağız yaralarıdır. Yutma ve konuşma zorluklarına yol açabilmektedir.
- Herpetiform aft: Uçuğa benzemektedirler. Boyutları küçük olmakla beraber yaklaşık olarak 1-2 mm’dirler. Çoklu olarak ortaya çıkmaktadırlar. Bulaşıcı değillerdir ve kadınlarda daha sık ortaya çıktığı bilinmektedir. Oldukça ağrılı olan herpetiform aftlar ağzın her yerinde çıkabilirler ve çoklu olarak çıkan yaralar birleşme eğilimindedirler. İyileşme süreleri aftın yapısına göre değişmekle birlikte 7-10 gün arasındadır. Herpetiform aftlar iz bırakmadan iyileşirler.
İlgili Link: Çocuklarda Ağız Bakımı Nasıl Olmalı
Ağızda Afta Ne İyi Gelir?
Aftın bir ağız ülseri olduğu bilinmektedir. Görünümleri değişik şekillerde olabilmektedir. Genellikle dudağın iç tarafında, yanakların iç kısmında ve damakta meydana gelmektedir. Bu tür yaralar meydana gelmeden önce karıncalanma ve kızarıklık ile kendini hissettirir. Sonrasında ise ağrı ve acı hissedilmektedir. Ağız içerisinde acı ve hassasiyete sebep olur. Yemek yerken, gülerken ve konuşurken güçlük yaşanır. Bundan dolayı da hayat kalitesini düşüren bir rahatsızlıktır.
Toplumda çok sık görülmekle birlikte çeşitli sebepleri mevcuttur. Bu sebepler kontrol altına alındığında ağız yarası oluşumunun da önüne geçilebilir. Hiçbir tedavi uygulanmadığında kendi kendine iyileşen aftlar tedavi uygulandığında daha kısa sürede iyileşmektedir. Ağız yarası oluştuğunda dikkat edilmesi gereken bazı durumlar vardır. Çok sıcak yiyecek ve içeceklerden kaçınılması gerekir. Yakıcı ve tahriş edici içecekler de ağız yarası yayılımını arttırmaktadır. Ağız yarası oluştuğunda bu tip içeceklere ara verilmesi gerekmektedir.
Bir şeyler yenilip içildikten sonra ağzın temizlenmesi gerekmektedir. Fakat ağız bakımı yaparken kullanılan diş ve ağız bakım ürünlerine dikkat edilmelidir. Ağız bakım ürünlerinin sülfat içermemesi bu açıdan önemlidir. Ağız yarası oluştuğunda ağzı tuzlu ya da karbonatlı su ile çalkalamak da sürecin kolay geçmesine katkı sağlayabilir.
Aft Nasıl Geçer?
Aftların tedavi uygulanmadığında bile kısa sürede geçtiği bilinmektedir. Bu süre 7-15 gün arasında değişmektedir. Fakat sürecin hızlandırılması istenildiğinde bir tedavi planı oluşturulmalıdır. Bu tedavi sürecinde amaç hastanın hissettiği ağrı ve sızıyı azaltmak ve ağız yaralarının tekrar etmesini önlemektir.
Tedaviye başlandıktan kısa süre sonra sonuç alınmaya başlanır. Ağrı azalmaya başlar ve yara küçülür. Bu tedavilerin başında yara yüzeyine uygulanan kremler ve jeller gelmektedir. Bu tedavi yöntemi hem uygun fiyatlı hem de pratiktir.Hekim bu süreçte kullanılması için gargara tavsiyesinde de bulunabilir. Daha detaylı bir tedavi süreci de mevcuttur.
Bu süreçte hastada ağız yarası oluşumunun sebepleri araştırılmaktadır. Fakat bu ağrı ve sızıları azaltmak için başvurulan doğal yöntemler de vardır. Bu yöntemlerin başında sıcak ve tahriş edici gıdalardan uzak durmak gelir. Alkol ve sigara tüketiminden de uzak durulmalıdır. Sonrasında günde birkaç kere su ve karbonatla gargara yapılabilir.
Bakteri oluşumunu engellemektedir. Hastalığın tanısı için ve tedavi süreci için cilt hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır. Tedavi süreci kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Bu nedenle sık sık tekrar eden aftlar ihmal edilmemelidir.