Home Blog (Page 22)

Kategori: Blog

Gömülü Diş Ameliyatı

Gömülü diş ameliyatı, herhangi bir bölgede yapılacak operasyonlarla eşdeğer bir ameliyat olarak görülmelidir. Yapılması zorunlu hale gelmiş bulunan gömülü diş ameliyatlarının risklerini minimuma indirmek adına, doktor-hasta iletişiminin doğru bir şekilde yapılması gereklidir. Muayene sırasında hastalık geçmişi, düzenli şekilde kullanılan ilaçlar ve alerjik duyarlılıklar konusunda doktoru bilgilendirmek gereklidir. Örneğin; Düzenli aspirin kullanan bir hasta, yapılacak gömülü diş ameliyatı sonrasında kanama riskiyle karşı karşıya kalabilmektedir. Bu sebeple muayene sırasında tüm ayrıntıların üzerinde durulmalıdır.

İlgili Link: Çene Cerrahisi

Ameliyat öncesi genellikle bir önceki gün ve ameliyat günü kullanılmak üzere ağız gargarası reçete edilir. Ağız gargarasının antiseptik etkisi, ameliyat bölgesinde oluşması muhtemel mikrobik yapıların zararsız hale dönüşmesini sağlayacaktır. Ameliyat sonrasında antiseptiklere ek olarak karbonatlı veya tuzlu su ile ağız çalkalanması yaranın daha kısa sürede iyileşmesini sağlayacak önlemler arasında yer almaktadır.

Gömülü Diş Ameliyatı Nasıl Yapılır ?

Gömülü diş veya bir başka deyişle gömülü diş, çıkma vakti geçmiş olmasına rağmen ağızda yer alması gereken yerde olmayan dişlerdir. Bu tür dişler çene kemiğinin içerisinde gömülü kalabildiği gibi, üzeri yumuşak doku ile kapalı bir şekilde olduğundan görülmeyen dişler de olabilir. Bazı dişler ise yarısı görülen, diğer yarısı ise dişeti altında kalan dişlerdir. Bu tür dişler ise yarı gömülü diş olarak adlandırılmaktadır.

Dişlerin gömülü kalması, birçok farklı etkene bağlı bulunmaktadır. Dişin gömülü kalmasına bazen tek bir faktör etki ederken, bazı durumlarda birden fazla faktör etki edebilmektedir. Gömülü dişe sebep olan faktörlerden bazıları,

  • Komşu dişlerin yer değiştirmesi sonucunda dişin önünün kapanması,
  • Genetik faktörler
  • Çene darlığı sebebiyle ağızda yer darlığı oluşması,
  • Dişlerde var olan enfeksiyonun tedavi edilmemesi sonucunda altlarda oluşan iltihabın sürmeyi durdurması

Farklı dişlerde gömülü kalmaya rastlanmakla birlikte daha çok, alt ve üst 20 yaş dişleri, kesici dişlerde daha fazla gömük diş sorunu yaşanmaktadır.

 

Ameliyat Yapılmamasını Gerektiren Durumlar

Ameliyat öncesi genellikle bir önceki gün ve ameliyat günü kullanılmak üzere ağız gargarası reçete edilir. Ağız gargarasının antiseptik etkisi, ameliyat bölgesinde oluşması muhtemel mikrobik yapıların zararsız hale dönüşmesini sağlayacaktır. Ameliyat sonrasında antiseptiklere ek olarak karbonatlı veya tuzlu su ile ağız çalkalanması yaranın daha kısa sürede iyileşmesini sağlayacak önlemler arasında yer almaktadır.

 

Ameliyat Yapılmamasını Gerektiren Durumlar

Gömülü diş ameliyatları doktor kontrolü sonrası ameliyatına karar verilmesi gereken durumlardır. Her zaman çekilmesi gerekmemekle birlikte, çekildiğinde diş ve çene estetiği açısından önemli kazanımlar sağlanır. Düzgün bir şekilde çıkan ancak bir bölümü gömülü olarak kalan dişler, üst bölgede karşılığı olduğu sürece ve karşılık geldiği ısırma noktası varsa çekilmeden bekletilebilir. Ameliyatın ertelenmesini gerektiren bir başka husus da,

 

  • Ameliyat öncesi yapılan kontrollerde yüksek ateş görülmesi
  • Çene altında bulunan lenf bezlerinin elle hissedilebilir durumda olması
  • Çene bölgesinde yaygın ve hissedilebilir şişme

Gömülü diş ameliyatının ertelenmesini gerektirecek bulgulardır. Bu tür bulgular, dişlerde boşaltılması gereken bir apse olduğuna işaret eder. Böyle durumlarda gömülü diş ameliyatı, mevcut apsenin düzelmesi sonucunda yapılabilmektedir.

Gömülü Diş Ameliyat ve Tedavi Süreci

Gömülü dişler hastanın beslenme fonksiyonlarını etkileyecek bir bölgede veya diş ve yüz estetiğini olumsuz yönde etkileyecek durumdaysa, mutlaka ortodondik açıdan değerlendirilerek tedavi edilmelidir. Böylece gömülü dişle ilgili yaşanan sorunlar ortadan kaldırılacağı gibi, estetik kaygılar da giderilmiş olacaktır. Gömülü diş ameliyatlarında, dişin yer aldığı bölge lokal anestezi ile uyuşturulmakta, diş etrafındaki kemik kaldırılarak gömülü diş çekilmektedir.

Diş çekim yapıldıktan sonra dikiş atılarak yaranın tedavi süreci başlatılır. Yaklaşık bir hafta ile 10 gün sonra dikişler alınarak tedavi sonlandırılır. Ameliyatı gerçekleştiren hekimin gerek görmesi halinde operasyon sonrası ağrı kesici ve antibiyotik tedavisi önerilir. Gömülü diş operasyonlarında hekimin bilgi ve tecrübesi oldukça önemlidir. Ameliyatın başarılı geçmesini sağlayan en önemli unsur, bölgenin anatomisinin iyi değerlendirilmesi ve ameliyat esnasında uygun anestezi uygulanmasıdır. Bu sayede ameliyat sırasında acı hissedilmez. Dentbalat adıyla hizmet veren diş polikiniğimizin hizmet verdiği bir diğer alanlardan biri Lamina Diş Tedavileridir. Bu konudaki sorularınızın cevabı için Lamina Diş Kaplama Nasıl Yapılır Sayfamızı Ziyaret Etmenizi Tavsiye Ederiz.

Tedavi Süreci

Ameliyat sonrası, çekilen dişin üzerine pamuk tampon yapılarak kanın pıhtılaşması ve durması sağlanır. Hasta yaklaşık yarım saat süreyle tamponu sıkıca bastırarak ağızda tutmalıdır. Mümkün olabildiğince ilk 24 saat çalkalama ve tükürme yapılmamalı, oluşabilecek muhtemel ödeme karşı buz kompresi yapılmalıdır. Ameliyat sonrası alkol ve sigara tüketimini durdurmak, asitli, sıcak ve acı gıdalardan uzak durmak gerekir.

Gömülü dişlerin ameliyatı sonrası ağız hijyenine özen gösterilmeli, hekim tarafından ilaç tedavisi önerilmişse tedavi aksatılmadan devam ettirilmelidir. Gömülü dişlerin verdiği rahatsızlığı ilaç tedavisi ile durdurmak sadece geçici bir çözümdür. Sürekli antibiyotik içilerek ağrının ötelenmesi diş çevresinde zamanla kist oluşmasına yol açabileceği gibi, çene kemiğini zayıflatarak daha önemli sorunların baş göstermesine sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple gömülü diş sorunu yaşayan bireylerin kısa süre içerisinde bir diş hekimine görünmesi, ileride yaşanabilecek sorunları oluşmadan sonlandıracaktır.

 

Diş Teli Tedavisi

Diş teli tedavisi, bireylerin diş ve çene yapılarındaki bozuklukların tedavi yöntemlerini içeren ortodonti dalının kapsama alanına girmektedir. Diş hekimleri bireyin diş yapısındaki bozuklukların düzeltilmesi ve gelecekte estetik sorunlarla karşı karşıya kalınmaması adına hastalarına diş teli tedavisi önerebilir. Böylece çene yapısındaki bozukluklar ve şekil bozukluğuna sahip dişler, doğal görünümlerine kavuşturulur.

Hasta muayeneleri sırasında uzman hekim tarafından yapılan değerlendirmeler, hastanın yaşadığı sorunun boyutu, ağız ve diş yapısını kapsar. Elde edilen verilerle ne tür bir diş teli kullanılması gerektiğine karar verilir. Muayene sonrası hekim tarafından tüm seçenekler hastaya sunularak tercih yapması beklenir. Günümüzde çocuk-kadın ve erkek tüm bireylerin kullanımına uygun olarak tasarımı yapılan diş telleri,

  • Metal braketler
  • Şeffaf ( Porselen) Braketler
  • Lingual Braketler
  • Şeffaf plaklar ( telsiz ortodonti) gibi seçenekleri kullanıma sunmaktadır.


Metal braketler maliyet olarak en uygun diş teli çeşididir. Uzun süreli bir tedavi süreci sonrasında en iyi sonuçların alınmasına olanak sağlar. Diğer diş teli çeşitlerine göre daha az estetik olmasına rağmen, sonuçlar açısından tercih edilmelidir.

Porselen, yani şeffaf braket olarak adlandırılan diş telleri, daha az görünür olması sebebiyle, estetik açıdan uygundur. Genellikle yetişkinler tarafından tercih edilir. Lingual braketler, diğer diş tellerinin aksine, dişlerin arka yüzeyine takılırlar. Dışardan bakıldığında görülmeyen lingual braketler, genellikle yetişkinlerin tercih ettiği bir diş teli türüdür.

Şeffaf plaklar ise, kolayca takılıp çıkarılabilen ve temizlenebilen bir üründür. Şeffaf yapıları sayesinde estetik kaygıları minimum seviyeye indirir.

Diş Teli Nasıl Takılır?

Diş teli tedavisinde takip edilecek süreç, yapılan ilk doktor randevusunda belirlenir. Çekilmesi gereken dişler çekildikten sonra diş teli uygulamasına geçilir. Sonraki aşamada hastanın ağzına elips şeklinde bir aparat takılarak tel yakma süresince ağzın açık kalması sağlanır. Dişlerin üst bölümleri zımparalanarak üzerlerine yapıştırıcı sürülür ve braketler diş üzerine yerleştirilir. Kısa bir beklemeden sonra, braketlerin dışına taşan yapıştırıcı temizlenir ve U şeklindeki tel brakete geçirilerek oturtulur. En son işlem olarak, braketleri tutma görevini üstlenen lastikler takılarak işlem sonlandırılır. Braketleri tutan lastikler her randevuda değiştirilir.

Diş teli takılan hastalar, takma işlemini takip eden her 4-8 haftada bir kontrol için doktor randevusuna çağrılır ve tellerin son durumu kontrol edilir. Hastanın daha sık muayene olmasını gerektiren durumlarda hasta ve doktorun birlikte planlayacağı randevu çizelgesi oluşturulur. Diş teli tedavisi bitiminde braketler çıkarılır ve dişlerde kalan yapıştırıcı izleri özel bir madde kullanılarak çıkarılır. Tel çıkarma işlemleri sırasında ağrılı veya acı duyulmaz.

Diş Teli Çeşitleri

Ortodontik tedaviler , farklı yapılara sahip diş telleri kullanmak suretiyle diş teli ihtiyacı duyan bireylere farklı seçenekler sunmaktadır. Diş teli çeşitleri arasında seçim yaparken , doktor tavsiyesi önemli olduğu kadar, hastanın tercihleri de önemlidir. Dişlerin olması gerektiği gibi sıralanmasını sağlayan diş telleri, çene ve diş problemlerini çözüme kavuştururken, diş bozukluğu, çarpıklık vb. gibi sebeplerle oluşan estetik kaygılarını da ortadan kaldırır. Özellikle erken yaşlarda kullanıldığında daha verimli sonuçlar alınmasını sağlayan diş telleri Diş yapısı ve dişteki sorunun özelliğine göre farklı malzemelerden üretilir.

  • Metal braketler
  • Porselen braketler
  • Lingual braketler
  • Şeffaf plaklar

Metal Braketler

En yaygın olarak kullanılan diş teli çeşidi olan metal braketler, özellikle çocuk yaştaki bireyler tarafından kullanılır. Diğer diş tellerine oranla daha dayanıklı bir yapıya sahip bulunan metal braketler, en hızlı sonuçların alınabilmesi sebebiyle tercih edilmektedir. Metal olmaları sebebiyle dışardan görülebilir olmaları, estetik kaygıları artırmakla birlikte, tedaviden alınan sonuçların olumlu olması metal briketleri daha popüler kılmaktadır. Metal braketler arasından geçen telleri tutmak amacıyla kullanılan lastikler, hastaların tercihlerine göre renkli veya şeffaf olabilmekte ve her kontrolde değiştirilmektedir.

Porselen Braketler

Şeffaf braket olarak da adlandırılan diş telleri, metal braketlere oranla dışardan daha az görüldüğü için tercih edilmektedir. Estetik diş tedavisinin en fazla tercih edilen ürünlerin başında gelen porselen braketler, estetik görünüm adına olumlu katkılar sağlamaktadır. Bakımlarına ekstra özen gösterilmesi gereken şeffaf braketler, daha çok yetişkinlerin tercih ettiği diş telleri arasında yer almaktadır.

İlgili Link: Estetik Diş Hekimliği

Lingual Braketler

Dişleri iç yüzeylerine yapıştırılması sebebiyle neredeyse görünmez bir şekilde kullanılabilen lingual braketler, genellikle yetişkinler tarafından tercih edilmektedir. Görünmez diş teli olarak da adlandırılır.

Şeffaf Plaklar

Hastalara oldukça zahmetsiz bir tedavi süreci sunan şeffaf braketler, neredeyse hiç görülmeyen yapılarıyla estetik kaygısı olan bireyleri rahatlatan bir tedavi yöntemidir. Kolay çıkarılıp takılma özelliği ile hastalara pratik kullanım olanağı sağlayan şeffaf braketler, tıpta ‘’telsiz ortodonti’’ tedavisi olarak adlandırılmaktadır. Kolay temizlenebilmesi açısından da kullanım kolaylığı sağlayan bu tür tedaviler, genellikle yetişkinler tarafından tercih edilmektedir. Plakların takılmasından sonra, hastalara verilen seri haldeki plaklar, hasta tarafından 2 haftada bir değiştirilebilmektedir. Bu sayede dişler yavaş yavaş hareket ettirilmekte ve istenilen diş şekli elde edilmektedir.

Diş doktorları tarafından yapılan muayenelerde dişlerdeki problemin boyutu, hastanın diş ve ağız yapısı analiz edilmekte, yapılan analizler sonrasında kullanılacak diş teli cinsi belirlenmektedir. Metal diş teli kullanımı tedavi süresini kısaltmak isteyenler tarafından tercih edilirken, estetik açısından düşünen hastalar lingual braket kullanımını tercih etmektedir. Teknolojik yöntemlerle tasarlanan diş telleri diğerlerine oranla bir miktar pahalı olmakla birlikte, kolay uygulanabilir olması, pratik kullanıma olanak sağlaması, kolay temizlenebilir oluşu ve estetik açıdan sağlamış olduğu avantajlarıyla oldukça sık tercih edilmektedir. Ayrıca Kliniğimizde de sıklıkla uygulanan şeffaf plak tedavileri konusunda detaylı bilgi almak için Şeffaf Plak Tedavisi Nedir Başlıklı Yazımızı Okumalısınız.

Diş Hekimi Seçerken Bunlara Dikkat Edin

Diş bakımının düzenli yapılmaması, ağız sağlığının istenilen düzeyde olmaması sebebiyle her yaş ve cinsiyetteki bireyler, diş kaynaklı sorunlarla karşılaşmaktadır. Çocukluk dönemlerinden başlayarak yaşlılık dönemine kadar farklı sebeplerle oluşan diş sorunları, mutlaka bilgili ve tecrübeli diş hekimleri tarafından tedavi edilmelidir. Diş doktoruna gidilmemesi, ilerleyen süreçlerde daha büyük sorunlarla karşılaşma ihtimalini yükseltmektedir.

Diş sorunları genel sağlık sorunu olarak görülmekle birlikte, bireyin estetik duruşunu da olumsuz yönde etkilemektedir. Bazı diş bozuklukları kişilerin psikolojik rahatsızlık yaşamasına ve toplumdan kopuk bir şekilde yaşamasına sebep olmaktadır. Çocukluk dönemlerinde ve erken teşhis edildiğinde daha sorunsuz bir şekilde çözülebilen diş sorunları, ergenlik döneminde diş ve çene yapısının değişmesi sebebiyle çok daha zor tedavi yöntemlerini gerektirebilmektedir.

Diş hekimine gitmek doğru bir davranış olmakla birlikte, gidilen hekimin tecrübesi ve bilgi birikimi de oldukça önemlidir. Bu sebeple diş doktoru seçerken bazı hususlar özenle analiz edilmeli, ileride yaşanabilecek mağduriyetler göz önünde bulundurulmalıdır.

Yapılan araştırmalarda konusunda kariyer sahibi, hasta memnuniyetini önemseyen ve doğru tedavi yöntemleriyle başarılı sonuçlar elde etmiş olan doktorlar tercih edildiği görülmüştür. Bursa Balat2ta Bulunan Kliniğimiz ve Ekibimiz Hakkında Daha Detaylı Bilgi Alma İsterseniz ; Bursa Diş Hekimi Sayfamızı İncelemenizi Tavsiye Ederiz.

Diş Hekimi Seçerken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Çocuk-kadın-erkek herkesin mutlaka bir diş hekimine ihtiyacı vardır. Yaşam boyunca yılda en az iki kez olmak üzere diş hekimine muayene olmak ve check-up yaptırmak gereklidir. İyi bir diş hekimi seçmek için beklentilerinizi karşılayan, ihtiyaçlarınıza uygun, ulaşmanın zor olmadığı ve sevebileceğiniz birini seçmelisiniz. Birçok kişi diş doktoru seçimini eş, dost, akraba tavsiyesiyle yapmaktadır. Oysa seçeceğiniz diş doktoru hakkında bireysel araştırma yapmak en isabetli yol olacaktır. Diş hekimi tercihlerinde,

  • Hekimin mesleki donanımı
  • Kişisel ihtiyaçlar
  • Muayenehanenin yapısı
  • Sigorta
  • Randevu planlaması göz önünde bulundurulmalıdır.

1-Diş doktoru seçimindeki en önemli kıstas, seçeceğiniz hekimin mesleki donanımıdır. Diş hekiminizin geçerli bir diplomaya sahip olması, dişinizle ilgili beklentilerinizi ve ihtiyaçlarınızı karşılayabilir düzeyde olması gerekir.

2-Kişisel ihtiyaçlarınızı göz önünde tutmanız da, diş hekimi tercihlerinizde size yol gösterecektir. Örneğin diş estetiği ile ilgili bir hekim arayışı içerisindeyseniz bu alanda uzmanlaşmış bir hekime yönlenmeli, çocuğunuz için bir hekim arayışındaysanız, çocukların ruhsal yapılarına vakıf bir pedodontist diş hekimine yönelmelisiniz.

3-Diş hekimi tercihlerindeki önemli bir diğer husus da, hekimin muayenehane yapısıdır. Diş randevularınızda sizinle ilgilenecek asistanlar, muayenehanenin hijyenik olup olmadığı, muayene sırasında mahremiyet ihtiyacının sağlanıp sağlanmadığı tercihlerinizi yaparken analiz etmeniz gereken konulardan biridir.

4-Diş doktorunuzun sahip olduğunuz sigorta şirketiyle çalışıp çalışmadığı da önceden bilinmesi gerekli konular arasında yer almalıdır.

5-Diş hekimi seçimlerinde dikkat edilmesi gereken en son husus ise, doktorun çalışma ve randevu saatlerinin sizin saatlerinize uygun olup olmadığıdır. Hekimin çalışma saatleri sizin çalışma saatlerinizle çatışması halinde, tedaviniz yarım kalabilir.

Diş Ağrısı Sebepleri Nelerdir

Diş ağrısı sebepleri pek çok farklı nedene bağlı oluşabilir. Diş ağrısı, insan yaşamının hemen her döneminde karşılaştığı önemli bir problemdir. Genellikle ağrı kesicilerle ve farklı yöntemlerle tedavi edilmeye çalışılan diş ağrıları, hekime başvurulması geciktikçe sorunu çok daha büyütecek bir rahatsızlıktır. Özellikle kulaktan dolma bilgilerle diş ağrısının tedavi edilmeye çalışılması, dişte ve dokularda önemli hasarlar oluşmasına sebebiyet vermektedir. Diş ağrısı çok farklı nedenlerden meydana gelebilir. Diş çürümesi akla ilk gelen nedenlerden biridir. Bunun yanı sıra diş minesinde aşınma, herhangi bir darbe nedeniyle dişte kırık oluşması, diş eti iltihabı ve yirmi yaş dişleri de diş ağrısının başlıca sebepleri arasında yer alır. Diş ağrıları ilk başlarda hastalar tarafından çok önemsenmezler. Ağrı dayanılmayacak bir hal alana kadar ağrı kesicilerle çözüm aranmaya çalışılır. Fakat ağrının kaynağı tedavi edilmeden kesin bir sonuca ulaşılamaz. Ayrıca bilinçsiz bir şekilde kullanılan ağrı kesiciler insan sağlığına genel anlamda da zarar verir. Bu nedenle diş ağrıları önemsenmeli ve en kısa sürede bir uzmana başvurulmalıdır.

İlgili Link: Diş Fırçalama Teknikleri

Diş ağrısı Sebepleri İncelediğimizde Psikolojik ve fiziksel birçok farklı sebebe bağlı olarak ortaya çıkan diş ağrılarının genel sebepleri şöyledir ;

  • Diş eti hastalıkları
  • Diş çürümesiyle oluşan apseler
  • Diş minesinin aşınması
  • Ağız ve diş sağlığına gereken önemin verilmemesi
  • Yirmilik ( gömülü) dişler
  • Sinüzit dişlerde ağrıyı oluşturan temel sebepler arasında yer almaktadır.


Diş ağrılarının en önemli sebebi, dişlerde oluşan çürüklerdir. Diş ağrısı ile doktor kontrolüne gelen hastaların neredeyse %95 ‘i çürükler sebebiyle meydana gelen ağrılardan şikâyetçi olmaktadır. Diş çürümelerinin altında yatan temel etken ise, ağız ve diş sağlığına gereken önemin verilmemesi veya kötü hijyen alışkanlıklarıdır.

İlgili Link: Ağız ve Diş Sağlığı

Beslenme bozuklukları, aşırı şekerli ve unlu besin tüketimi diş etrafında asit oluşumuna sebebiyet verir. Oluşan asit zamanla dişin koruyucu tabakası olan mineyi zayıflatarak çürüklerin oluşmasına ve şiddetli ağrıların başlamasına sebep olur. Diş ağrılarına apseli durumların eşlik ettiği hallerde, zonklama şeklinde devam eden ağrılar dayanılmaz bir hal alır. Bu tür durumlarda diş ağrısını hafifletmek adına yapılan hatalı tedaviler, dişte soğuk-sıcak hassasiyeti oluşturarak dişlerin kırılmasına sebebiyet verebilir.

Diş ağrıları dayanılmaz bir hale dönüşmeden bir diş doktoruna gitmek ve tıbbi usullerle tedaviye başlamak gereklidir. Erken tedavi bazı büyük sorunların önüne geçerek hastayı diş kayıplarından korur ve diş kaybı sebebiyle oluşabilecek estetik kaygılar önlenir.

En Yaygın Neden Diş Çürükleri

Diş ağrısı nedenleri arasında en yaygın olan diş çürüğüdür. İçinde bulunulan toplumun yüzde doksan altı gibi büyük bir bölümünde diş çürükleriyle karşılaşılmaktadır. Diş çürüğünün başlıca nedeniyse eksik olan ağız hijyenidir. Ağız hijyeninin hiç sağlanmaması ya da sağlanan hijyenin yetersiz olması diş çürüğüne, diş çürüğü de oldukça şiddetli diş ağrılarına neden olur.

Diş Minesinin Aşınması

Diş minesi hem diş için hem de dişin içerideki yapısı için koruyucu görevi görür. Diş minesi aşındığı zaman beklenilen koruma gerçekleşmez ve bu da oldukça şiddetli diş ağrılarına neden olabilir. Diş minesi oldukça sert bir yapıya sahiptir. Ancak birtakım fiziksel veya kimyasal faktörlerden dolayı zarar görmesi muhtemeldir. Özellikle sert kabuklu yiyecekler ve asitli içecekler diş minesinin zarar görmesine neden olurlar. Diş minesi aşındığında kişilerde sıcak-soğuk hassasiyeti ve diş ağrıları meydana gelebilir.

İltihaplar ve Gömülü Dişler

Diş ağrılarının en bilindik nedenlerinden biri de diş eti iltihaplarıdır. Diş ve dişeti etrafında oluşan bakteri plağı toksin oluşumuna neden olur ve dişeti dokusu oluşan bu toksinlerden zarar görmeye başlar. Bunun sonucunda da dişeti iltihabı meydana gelir. Eğer ağız bakımı yeteri kadar sağlanamazsa dişeti sorunlarıyla ve diş ağrılarıyla karşı karşıya kalınabilir. Kişiler ağız bakımlarına gereken özeni göstermeli, bu sayede tartar ve plak oluşumunun önüne geçilmelidir.

Yirmi yaş dişleri olarak bilinen dişler de diş ağrısının başlıca nedenleri arasında yer alırlar. Yirmi yaş dişleri için genellikle çene üzerinde yeterli alan kalmaz ve bu dişler gömülü bir halde kalırlar. Bu nedenle de oldukça şiddetli diş ağrılarına yol açarlar. Eğer yirmi yaş dişleri olması gerektiği gibi çıkıyor ve çevredeki dokulara zarar vermiyorsa bu dişlerin çekilmesine gerek yoktur. Ancak yirmi yaş dişleri çene kemiğinde gömülü bir haldeyse ve süremiyorsa ya da bu dişlerin ileride ağız yapısında başka sorunlara neden olacakları düşünülüyorsa o zaman gerekli incelemeler sonucunda dişlerin çekimi yönünde kararlar alınabilir. Diş ağrısı ve altında yatan temellerle ilgili en doğru kararı uzman kişi verir. O nedenle diş ağrılarında mutlaka bir uzmana başvurulmalı ve onun yönlendirilmesiyle en uygun tedavi yapılmalıdır.

Diş Ağrısı Tedavisi

Diş ağrıları, zaman geçirmeden doktora gitmeyi gerektiren rahatsızlıklardır. Ağrıyı ötelemek için ilaç kullanımı acıyı hafifletmenin dışında tedaviye bir katkı sağlamaz. Ağrıyan ve çürük olduğu görülen diş üzerine kimyasal bir maddenin konulması halinde diş eti ve yumuşak dokular büyük zararlar görebilir. Özellikle aspirin, alkol, kolonya gibi maddelerin diş etiyle teması ileride daha büyük sorunların oluşmasına zemin hazırlar.

Diş ağrısı hissedildiğinde ilk olarak yapılması gereken şey, diş ve çevresinin diş fırçası ve diş ipi ile temizlenmesi ve tuzlu su ile gargara yaparak antiseptik koruma sağlanmalıdır. Geçici bir süre ağrıyı hafifletecek bu uygulama sonrası, mutlaka bir diş hekimine muayene olmak gerekir. Hekime başvurmadan önce herhangi bir ağrı kesici alınması da doğru bir davranış değildir.

Diş ağrısının iltihaplanma sebebiyle meydana gelmesi halinde, doktor kontrolüne gidene dek, ağrı bölgesine soğuk kompres uygulanmalı, belirli aralıklarla kompres sürdürülmelidir. Çürük sebebiyle oluşan ağrılarda ise, pamuğa bir miktar karanfil yağı koyarak çürük üzene konulması ağrıyı geçici bir süre hafifletecektir. Ancak her ne sebeple olursa olsun, diş ağrısı önemsenmeli ve en kısa süre içerisinde doktora başvurulmalıdır.

Diş Ağrısı Çeşitleri

Diş ağrılarına sebebiyet veren etkenler diş, diş eti veya kemik kaynaklıdır. Diş ağrısının oluşumuna sebebiyet veren unsurların belirlenmesi ise, ancak uzman bir diş doktoru muayenesi sonucu anlaşılabilir. Diş ağrıları genellikle,

  • Dişlerdeki çürümeler
  • Dişler arasında sıkışan maddelerin yaptığı basınç
  • Diş eti hastalıkları
  • Dişteki çatlamalar
  • Minede meydana gelen aşınmalar
  • Sinüzit gibi birçok farklı sebebe dayalı olarak ortaya çıkabilmektedir.

Diş ağrılarında çoğunlukla karşılaşılan en önemli sebep ise, ağız ve diş temizliğinde yetersiz hijyendir. Ağız ve diş sağlığının önemsenmemesi halinde çürük oluşumu başlayarak önce başladığı dişi, daha sonra komşu dişleri etkisi altına alır. Diş çürümelerinin ağrıya yol açmasının sebebi, dişin en dış katmanı olan minenin zarar görmesidir. Mine üzerinde sinir uçlarının olmaması sebebiyle, çürümenin başlaması ve ilerlemesi geç fark edilebilir.

Hijyene dikkat edilmemesi, şeker ve unlu yiyeceklerin aşırı tüketilmesi sonucunda mine etrafında oluşan bakteriler, her geçen gün diş minesini zayıflatır. Çürüğü oluşturan mikroorganizmalar, zamanla daha derinlere ilerleyerek dişlerde dayanılmaz ağrıların oluşmasına sebebiyet verirler. Ağrı farklı şekillerde oluşabilir.

  • Soğuk-sıcak hassasiyetleri sebebiyle oluşan ağrılar
  • Çiğneme sırasında baskı sonucu oluşan ağrılar
  • Çürük sebebiyle giderek artan ağrılar
  • Kendiliğinden oluşarak devam eden ağrılar gibi ağrı çeşitleri görülmektedir.

Diş Ağrısı Nasıl Geçer?

Diş ağrısı, genellikle neredeyse dayanılmaz bir hale gelene dek ertelenir. Genellikle zonklama şeklinde görülen diş ağrıları, son derece rahatsız edici ve dinmek bilmeyen ağrılar şeklinde seyreder. Özellikle apseli diş ağrıları yüzde fark edilecek derecede şişlik oluşmasına sebep olur. Diş ağrısı her ne sebeple olursa olsun, ilk yapılması gereken ağrının hafifletilmesi ve acilen doktora görünmek olmalıdır.

İlgili Link: Ağız ve Diş Sağlığı

  • Sirkeli su veya tuzlu su ile yapılan gargara, diş ağrılarını geçici olarak hafifleterek doktora görünene kadar hastanın rahat hissetmesini sağlar.
  • Diş ağrısının gece meydana gelmesi halinde yatar durumda olmak ağrıyı artırır. Bu sebeple yastığın yükseltilmesi gerekir.
  • Buz kompresi yapılarak veya ağzı soğuk su ile çalkalayarak ağrıyı hafifletebilir, doktor muayenesine kadar geçecek sürede daha rahat hissedebilirsiniz.
  • Bazı durumlarda sıcak kompres yapmak ve ağzı sıcak su ile çalkalamak da ağrıyı hafifletici önlemlerden biridir.
  • Ağrı oluştuğunda dişleri fırçalamak ve diş ipi ile temizlik yapmak da bir önlemdir. Diş aralarında biriken yemek artıklarının temizlenmesi dişi rahatlatabilir. Ancak bu tür önlemler de diş ağrılarının geçici bir süre hafifletilmesinden başka bir işe yaramaz.
  • Diş çürümesi sebebiyle oluşan ağrıların hafifletilmesi amacıyla karanfil yağı da kullanılabilir. Bir parça pamuk üzerine birkaç damla karanfil yağı dökülerek diş üzerine konulduğunda, geçici bir süre rahatlama sağlanır.

Diş ağrılarında kesinlikle alkol, ispirto veya kolonya gibi maddelerin diş üzerine uygulanmaması gereklidir. Asit ve kimyevi madde içeren bu tür maddeler diş etine zarar vererek ağrının daha da şiddetlenmesine yol açabilmektedir.

Bir parça pamuk üzerine birkaç damla karanfil yağı dökülerek diş üzerine konulduğunda, geçici bir süre rahatlama sağlanır. Diş Ağrısı Nedenleri Hakkında Detaylı Bilgi İçin Diş Ağrısı Sebepleri Sayfamızı Ziyaret Edebilirsiniz.

Dent Balat Bursa Diş Kliniği

Bilgi verir misiniz randevu almak istiyorum